Dün bizim davamız kuru bir cihangirlik davası değildi. Bugün de bizim davamız kuru bir siyaset davası değildir.
Üzerlerinde ay yıldızlı bayrak, hemen yanı başlarında da dalga dalga üç hilal vardı hep...
Destan yazan bir nesil göçüp gidiyor. Göçüp gidenlerin hepisi de Taş Medreseliler…
Çok çile çektiler, hep külfete talip oldular, bu yüce davanın bedelini çok ağır ödediler…
Taş Metreseli Ülkücü Ağabeylerimiz; Ülkü Ocaklarında yetişmiş, MHP’de gözünü açmış, MHP'den başka bir ev, başka bir yurt bilmediler. Üç Hilalin gölgesinde durdular, başka sığınacak yer hiç aramadılar…
Taş Metreseli Ülkücü Ağabeylerimiz; hep bu kutsal davanın çilesine, külfetine talip olmuş ve hayatları boyunca MHP'den ve davasından zerre kadar taviz vermemişlerdir…
Taş Medreseli Ülkücü Ağabeylerimiz; namuslu insanlardı, onurları ve gururları ile yaşayan, şerefleri ile inançlarını savunan...
Ömrleri boyunca hep dik durdular, zalime ve zulme boyun eğdikleri hiç görülmemiş olup, hakkı ve hakikati savunmaktan asla vazgeçmemiş birer dava adamıydılar.
Taş Medreseli Ülkücü Ağabeylerimiz; kimi kanser oldu, kimi hasta oldu, kimi yatalak oldu, kimi istikbalini kaybetti, kimi darağacına gitti, kimi aç kaldı, kimi işsiz kaldı, kimi sahipsiz kaldı. Bu yüce insanlar birer birer Hakkın rahmetine kavuştular. Hakları ödenmez…
Taş Medreseli Ülkücü Ağabeylerimiz; inandıkları dava uğruna vurmuş, vurulmuşlar, istikballerinden olmuşlar. Zulüm ve işkence görmüşler. Gençlik yaşamlarının büyük bölümünü zindanlarda geçirmişler.
1980 öncesi Ülkü Ocakları'nın kahraman neferleri…
Türk Milliyetçiliğinin, Milliyetçi Hareket Partisi'nin imanlı savunucuları. Hepsi bedel ödemiş. Ama buna karşın hiç bir talepleri olmamış.
Taş Medreseli Ülkücü Ağabeylerimiz; Türkiye'nin her yerindeler. Anıları ile yaşıyorlar.
Ülkelerine ve davalarına verdikleri büyük hizmetin onuru ile yaşıyorlar.
Taş Medreseli Ülkücü Ağabeylerimiz; hayatının baharında canlarını feda ettiler. Analar, babalar evlatsız, evlatlar anasız babasız, evliler eşsiz kaldılar, istikballerinden oldular.
İşkence hanelerde zulüm gördüler, Karakol nezarethanelerinde sabahladılar pek çok gece, tırnakları söküldü, elektriğe bağlandılar, falakaya yatırıldılar, mapus damlarına konuldular, aylar, yıllar boyu oralarda kaldılar.
Her gün bir Taş Medreseli Ülkücü Ağabeylerimiz birer birer ahirete göçüyor, geldiler kavgalarını verdiler ve gidiyorlar… Arkalarında kalabalıklar yok, büyük cenaze törenleri yok, Ezanla girdiler üç hilalin gölgesinden sala ile şehit olarak ayrılıyorlar…
Taş Metreseli Ülkücü Ağabeylerimiz, asil ruhlu, erdemli, adam gibi adamlardı. Hepsini rahmetle anıyorum, Allah sizden razı olsun, mekanınız cennet olsun, nur içinde yatın.
Zakir Tercan