Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Temmuz yaklaşırken...

Cumhur İttifakı ile bilhassa AK Parti ile bu bağ, zaman su gibi akarken 2028’de “GEMİ HALATI İKEN PAMUK İPLİĞİNE DÖNÜŞMEDEN” emeklilere müjde yılbaşını beklemeden bu Temmuz Ayı’nda verilmeldir.


YARIN HAZİRAN…TEMMUZ AYI YAKLAŞIRKEN…EMEKLİLER.

“İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN”

 

 

Gönlümün “Şeyh Edebâli’si” olan milli şairimiz M.Akif ERSOY der ki;

“Kanayan bir yara gördüm mü
yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim,
Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım,
Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım.”

Allah ondan RAZI olsun.

Mesnevi’de Hz.Pir’in dediği gibi;
“Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. DÜŞMEM dersin düşersin, ŞAŞMAM dersin şaşarsın..! En garibi de budur ya, ÖLDÜM der durur, yinede YAŞARSIN.”

Bizim Yunus ne de güzel söylemiş: 
"Mal sahibi, mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi.?
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan..."

Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: 
"İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır."

Peygamber Efendimiz  (sav):
“Merhamet edene Rahman da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.”

İslam dini, insana ve diğer mahlûkata merhamet dinidir.

Rahman ve Rahim olan Allah Teâlâ kullarına önce  kendilerine, sonra çevrelerine ve diğer yaratılmışlara merhametli olmalarını emreder.

Milleti üzgünken Ülkücü neşeli olamaz. Ülkücüler samimi insanlardır. Milletine yapılanları unutmaz…Ülkeye yapılan hizmetlere hürmetkarız. ANCAKKKK;

-Milli şairimiz M.Akif, İslamı ve Türklüğü nefsinde toplamış  bir kişi olarak yetişecek nesillerin sıkıntıda olan insanlarımıza sahip çıkılmasını istemiştir.

-Çünkü bu insanlar VATANDIR. Sahibi olmayan vatan batmaya mahkumdur.

-İslam dini, insana ve diğer mahlûkata MERHAMET dinidir.

-Rahman ve Rahim olan Allah Teâlâ kullarına önce  kendilerine, sonra çevrelerine ve diğer yaratılmışlara merhametli olmalarını emreder.

-İlahi rızayı kazanmak isteyen her mümin hayatını merhametli olma emrine göre şekillendirdiği gibi, kurduğu kurumlar ve sistemlerde de MERHAMETİ temele koyar.

İslam medeniyeti; ihsan, infak ve hayrın şekillendirmesi ile temelinde MERHAMET vardır.

İslam insanı, eşrefi mahlûkat olarak görür İslam’ın  merhamet medeniyetinin ilk tezahürü insandadır.

İslam medeniyetinin merhamet medeniyeti olduğunu gösteren en önemli nişanlardan biri de vakıflardır.

Vakıflar hem insana hem topluma hem mahlûkata karşı merhamet duyguları ile kurulmuş infak anlayışının kurumsallaşmış yapılarıdır.

Sadaka taşları, su sebilleri gibi küçük çaplı vakıf eserlerinin yanı sıra; medreseler, mektepler, aşevleri, şifahaneler gibi büyük kurumların hepsi “insanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturu ile insana ve topluma merhamet şuurunun göstergeleridir.

İnsan dışındaki yaratılmışlara duyulan merhametin tezahürü olarak yapılan nice eserler ve kurulan kurumlar da İslam medeniyetinin bir merhamet medeniyeti olduğunu göstermektedir.

Nitekim yine vakıflardan örnek verecek olursak, yaralı hayvanlar için kurulmuş vakıflar birer merhamet abidesidir.

Bazı binaların duvarlarına kondurulan kuş evleri de başka bir örnek olarak verilebilir.

Ayrıca Osmanlı toplumunda yük taşımaları için kullanılan binek hayvanları için çalışma saatleri belirlenmesi de medeniyetimizin bir merhamet medeniyeti olduğunu göstermektedir.

İslam medeniyetinin esasen MERHAMET MEDENİYETİ olduğunu gösteren örnekler elbette bu kadar değildir.

Daha nice örneklerde de görülebileceği üzere İslam merhamet medeniyeti insanlık fıtratına en uygun sistemleri ile gerçek bir medeniyettir.

Bugün insanlığın EKMEK ve SU kadar muhtaç olduğu en önemli şey merhamettir.

Günümüzdeki tüm yıkımların, yozlaşmanın çaresi merhamettedir.

Bu inancımızın en önemli delillerinden biri şüphesiz Osmanlı Devleti’dir.

Üç kıtaya yayılan, hükmettiği topraklarda bulunduğu sürece sükûnu sağlamış olan Osmanlı, bunu merhamet şuuru ile sağlamıştır.

Nitekim tarih sahnesinden çekildikten sonra bıraktığı topraklarda kan ve gözyaşı hiç dinmemiştir.

Bir diğer delil de tarih sürecinde İslamlaşan milletlerin kılıç zoruyla değil, Müslüman tüccarların ve dervişlerin merhameti abideleştiren ahlakları ile Müslüman olmuş olmalarıdır.

Velhasıl merhamet, İslam medeniyetinin en önemli şiarıdır ve İslam medeniyeti bir merhamet medeniyetidir.

Bize düşen bu merhamet medeniyetini bütün boyutlarıyla yeniden ihya etmektir.

Bir Türk olarak bizim medeniyet anlayışımızın temelinde Yunus Emre’in beyanıyla “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” anlayışı yatmaktadır.

Hz. Mevlana Mesnevi’de der ki;

“Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme,

Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime;

Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme.”

Biz de deriz ki:
Merhametiniz ve Dervişliğiniz yoksa…Kibir abidesi fitne, fesat, münafık iseniz;
-CİHANGİR OLSANIZ NE YAZAR.!

Okunan Hatm-i Şeriflerden hasıl olan sevabı dağıtmak kolay… Asıl önemli olan merhamet halet-i ruhiyesiyle her ay rekor kıran ticaretten hasıl olan KÂRI DAĞITMAKTIR.

Yazımızın kağıda dökülmesi ise 
SADİ ŞİRAZİ’nin sözüdür;
“Başkalarının mutsuzluğuna karşı GAMSIZ kalırsan...Sana İNSAN demek yakışık olmaz.”

Temmuz Ayı yaklaşırken…Ulu Türk Devletini yöneten Ricâl-i Devlete deriz ki;

2023-Genel Seçimlerde…
“PKK/FETÖ ortaklı CHP'ye memleketi teslim etmeyelim” diye Sevgili ülküdaşlarımızla birlikte verdiğimiz beka mücadelesi “SEFALET İÇİNDE YOK OLMAMA MÜCADELESİNE” dönüşmemeli.

Devlet şirket mantığı ile değil, Sosyal Hukuk Devleti dahilinde hareket etmelidir.

Zaten en kızdığımız ve en fazla öfkelendiğimiz şey vicdansızlık ve adaletsizliktir!

Hazinede yoksa herkese yoktur. Varsa herkese vardır…Var olanı eşit miktarda bölüştürebilirdiniz!

Çünkü…Ulu Devlet, Aziz Türk Milleti için vardır.

Sözü uzatmadan söylemek gerekirse, özetle…”EMEKLİLERE REFAH PAYI” sözünüzde durmalısınız ve Aziz Milletimizin son yıllarda yetiştirdiği siyaset, hareket, fikir ve dava adamı Devlet Bey’i de bu emekli maaşı konusunda üzdünüz! Çok yazık!!

Bilge Lideri üzmenizden dolayı;
incinir kırılırım, belli etmem kimseye…
Ama hep not alırım zamanı gelir diye.

Dün samimi bir şekilde çok üst düzey yöneticilerle ziyaret ettiğiniz proje 
partisi İP’ten size fayda gelmez.

Bizim Aksakallılarımızın dediği gibi;
“KOYUNUN ÇIKARDIĞI TOZ 
KURDUN GÖZÜNDEN KAÇMAZ”

BİR ÜLKÜCÜ OLARAK;
-BİZİM DE HİÇBİR SİNSİ HESAP GÖZÜMÜZDEN KAÇMAMIŞ VE KAÇMAYACAKTIR!

Lise yıllarımızdan beri Adana Ülkü Ocağı’nda Ülkü-Bir Başkanımız ve 
Tarih Öğretmeni Ülkü Şehidimiz 
rahmetli Tevfik PAMPAL Hocamızın 
verdiği seminerlerden (1974-75) öğrendiğimiz güzel bir söz vardır;

“KURT BU KIŞI (SIKINTIYI) GEÇİRİR AMA YEDİĞİ AYAZI (KAZIĞI) UNUTMAZ!

-Gerek Tarihi Kapu Camii Cemati ve Tarihi Bedesten esnafı ile…
-Gerekse sosyal tesislerde ve yurdun dört bir tarafında bulunan gönüldaşlarımızla yaptığımız uzun telefon konuşmalarında:

Emekli öğretmen arkadaşlarımızın 
ve emekli memurların “gönül bağı” Cumhur İttifakı ile bilhassa AK Parti  
ile bu bağ, zaman su gibi akarken 2028’de “GEMİ HALATI İKEN PAMUK İPLİĞİNE DÖNÜŞMEDEN” emeklilere müjde yılbaşını beklemeden bu Temmuz Ayı’nda verilmeldir.

Şair Necip Fazıl KISAKÜREK “DESTAN” şiirinde ne de güzel der;

“Öttür yem borusunu öttür, öttür borazan!
Bit pazarında sattık, kalkamaz artık kazan

Allah'ın on pulunu bekleye dursun 
on kul,
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye 
bir pul

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara 
şah olsa.
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!”

Rahmetli Abdürrahim KARAKOÇ’da 
der ki:

“Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden
Ağzına küfürler doldu zehirden
Salladı dilini, vazgeçti birden
“Oy” dedi, yutkundu, eğdi başını.”

SÖZÜN ÖZÜ…Atalarımız boşuna dememişler;
“NE TALE GAFLETE HU…
ZALE DEVLETE HU.!”

{Gafleti uzun olanın…
Devleti/iktidarı yok olur.!}

HAYIRLI CUMALAR

31-Mayıs-2024
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK

YAZARLAR