MHP’de parti içi muhalefetin kazan kaldırdığı günlerde bir araya geldiler.
Söz konusu makamsa gerisinin teferruat olduğunu ta o zaman gösterdiler.
MHP’de umduklarını bulamayınca el ele verip İP’i kurdular.
FETÖ’nün MHP’yi ele geçirme operasyonunda üstlendikleri rol gereği kesişen yolları bir daha ayrılmaz sananlar fena yanıldı.
Çünkü tek ilkeleri ilkesizlik olanlar, bu kez de birbirlerine kılıç çektiler.
***
Düğmeye ilk Ümit Özdağ bastı.
Hedefinde dönemin İP İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu vardı.
Kavuncu’nun neredeyse tüm akrabalarının FETÖ bağlantılı olduğunu iddia etti, FETÖ’nün üst düzey yöneticileriyle telefon görüşmeleri yaptığını ve bu görüşmelerin birisinde kendisine bilgi veren yurt dışındaki bir iş adamını engellenmesini istediğinden bahsetti.
Özdağ sadece Kavuncu’yu değil, tüm İP yönetimini suçladı.
“FETÖ’cü sızmaların önünü açmak” ve “partiyi CHP’nin uydusu haline getirmek” eleştirilerinde bulundu.
***
Bu söylemlere karşı İP’ten Müsavat Dervişoğlu sahneye çıktı.
Özdağ’ı geçmişte çıktığı FETÖ kanallarından aldığı maaş üzerinden vurdu.
FETÖ’cü Emre Uslu’nun dergisinde yazılar yazdığını söyleyerek kirli ilişkiler içinde olduğunu savundu.
“Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” tarzındaki söylemlerin ardından iki taraf birden bire sessizliğe büründü.
Birbirlerini FETÖ’cülükle suçlayan taraflar bir anda sus pus oldu.
Hatta ikili arasında buzlar o kadar eridi ki…
Ümit Özdağ kendisine FETÖ’cü imasında bulunan Müsavat Dervişoğlu’nu genel başkan olur olmaz partisine çay içmeye davet etti.
***
Müsavat Dervişoğlu bu davete vakit bulamasa da FETÖ’cü dediği Ümit Özdağ’ı cezaevinde ziyaret etti.
Birlikte çalıştıkları günleri hatırlattı, hak ve hukukunun takipçisi olacaklarını söyledi.
Özdağ da tahliye olduktan sonra soluğu Dervişoğlu’nun yanında aldı.
İP genel merkezinde gerçekleştirilen görüşmenin ardından ikilinin terörsüz Türkiye karşıtı çıkışlarında vites yükseltmesi “yeni bir ittifak mı doğuyor” sorusunu beraberinde getirdi.
***
Ve dün…
Müsavat Dervişoğlu “Gelin bu ihanet sürecine karşı güç birliği yapalım” çağrısında bulunarak topu Ümit Özdağ’a attı.
Peki dün birbirine FETÖ yaftası yapıştıran iki ismin bugün ittifaka yönelmesinin bir yerden gelen buyruk neticesinde şekillendiğini anlamak için müneccim olmaya gerek var mıydı?
Bu tablo bir yerlerden gelen buyruğun eseri değilse neydi?
Dün onları tencere kapak yapıp MHP’nin üzerine sürenler, bugün aynı ikiliyi terörsüz Türkiye hedefinin karşısında çoktan hizalamadı mı?
