Son yıllarda Türkiye terörle mücadelede büyük bir sınav veriyor. Güvenlik güçlerimiz sahada mücadele
ederken, devlet kurumları da terörün finans kaynaklarını kurutmak, dış destekleri engellemek ve
toplumda bilinç oluşturmak için çalışıyor. Ancak bu mücadele sadece askeri operasyonlarla değil,
toplumun her kesiminin doğru bilgiye ulaşması, dayanışma içinde olması ve uluslararası alanda Türkiye'nin tezlerini savunmasıyla başarıya ulaşabilir.
Terörle mücadele dediğimizde aklımıza genellikle operasyonlar geliyor. Oysa bu sürecin çok daha geniş bir boyutu var. Gelin, bir gözlem yapan birisi gibi “Terörsüz Türkiye” için yapılan çalışmaları birlikte inceleyelim.
1. Güvenlik Güçleri Sahada Ne Yapıyor?
Öncelikle sahada büyük bir mücadele var. Türkiye'nin terörle mücadelesi farklı boyut ve katmanlarda
hem sınırlarımız içinde hem de dışarıda sürüyor:
Sınır Güvenliği: Terör örgütleri Türkiye’ye zarar vermek için sınır bölgelerinde üslenmeye çalışıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere tüm güvenlik ve istihbarat birimleri, sınır ötesinde operasyonlar
düzenleyerek bu tehdidi en aza indirmeye çalışıyor.
Şehirlerdeki Güvenlik Önlemleri: Emniyet güçleri, istihbarat teşkilatları ve jandarma, şehirlerde olası
terör saldırılarını önlemek için 7/24 saat çalışıyor. Dijital takip sistemleri, istihbarat raporları ve halktan
gelen ihbarlarla teröristlerin hareketleri kontrol altında tutuluyor.
Gençlerimizi Koruma: Terör örgütleri özellikle gençlerimizi kandırarak saflarına çekmeye çalışıyor.
Devlet, gençlerin eğitim ve istihdam olanaklarını artırarak, onların bu tuzağa düşmesini engellemeye
çalışıyor.
2. Türkiye’nin Uluslararası Arenadaki Mücadelesi
Terör sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sorunu. Ancak bazı ülkeler, Türkiye’nin terörle mücadelesini
tam anlamıyla desteklemiyor, hatta bazı terör gruplarına dolaylı yollarla destek veriyor. Bu noktada,
Türkiye uluslararası alanda güçlü bir diplomasi yürütüyor:
Müttefiklerle İş Birliği: Türkiye, NATO, BM ve diğer uluslararası kuruluşlarla bölgesel ve uluslararası iş
birliği yaparak, terörle küresel ölçekte mücadele edilmesini sağlıyor.
Terörün Finans Kaynaklarını Kesme: Terör örgütleri uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı ve yasa dışı
finans ağlarıyla para kazanıyor. Türkiye, bu ağları çökertmek için uluslararası ortaklıklar kuruyor.
Türkiye’nin Sesini Duyurmak: Terörle mücadelede haklı olduğumuzu dünyaya anlatmak için diplomasi
kanalları proaktif şekilde kullanılıyor. Medya, büyükelçilikler ve uluslararası toplantılar bu sürecin önemli parçaları.
3. Kamuoyunun Bilgilendirilmesi ve Toplumsal Dayanışma
Terör sadece asker ve polisle önlenemez. Halkın da bilinçli olması, manipülasyonlara karşı uyanık
durması ve birlik içinde hareket etmesi gerekiyor. Bu noktada devlet, medya ve sivil toplum kuruluşları
çeşitli çalışmalar yürütüyor:
Medyanın Rolü: Medyada bazen çarpıtılmış haberler veya manipülatif söylemler görüyoruz. Doğru ve
güvenilir kaynaklardan bilgi almak, toplumsal birlik için çok önemli.
Sosyal Medya ve Dezenformasyon: Terör örgütleri, sosyal medya üzerinden propaganda yaparak
insanları etkilemeye çalışıyor. Bu yüzden, sosyal medyada paylaşılan her bilgiye hemen inanmamak,
doğruluğunu sorgulamak gerekiyor.
Empati ve Toplumsal Birlik: Farklı siyasi görüşlere sahip olabiliriz ama terör hepimizi tehdit ediyor.
Birbirimizi ötekileştirmeden, anlayışla dinleyerek, hep birlikte hareket etmeliyiz.
Sonuç: Terörsüz Bir Türkiye İçin Hepimize Görev Düşüyor
Türkiye, terörle mücadelede çok yol kat etti. Ancak bu süreç sadece güvenlik güçlerinin değil, hepimizin
ortak meselesi. Bilinçli olmak, doğru bilgiyi paylaşmak, gençleri terör örgütlerinin tuzaklarından korumak
ve uluslararası alanda Türkiye’nin tezlerini savunmak hepimizin sorumluluğunda.
Unutmayalım ki güçlü ve büyük bir ülke olmak sadece silahla değil, bilinçli bir toplumla mümkündür.
Terörsüz bir Türkiye için hep birlikte hareket edelim! Tam zamanı…
Dr. Oğuz POYRAZOĞLU