"CENGİZ TOPEL" İSMİNİ OĞLUNA VEREN ŞEHİT KAHRAMAN HALİM ŞAHİN…
Adada yapılan Kıbrıs Barış Harekatının 50’nci yıldönümü programına katıldım, sonrasında şehitlik ziyareti gerçekleştirdim.
Ankara Şube Başkanlığı üyelerimizin eşlerinin kabri başında tekrar dua ettim.
Halim Şahin…..
Dayısı onun için her zaman “bu çocuk çok atılgan“ derdi..
Halim Şahin çok vatanseverdi.
1964 yılında Kıbrıs'ta şehit olan Cengiz Topel'in ismini ilk doğan oğluna vermişti.
Sanki o günden yazılmıştı kaderi! Nereden bilecekti ki Kıbrıs'ın ilk şehidinin kendi oğlunda, kendi isminin ise tüm Türkiye'de olacağını..
Halim Şahin, Ankara Etimesgut Zırhlı Birliklerinde Tank Kidemli Başçavuşu olarak görevini ifa ediyordu.
Emir geldi “Kıbrıs”...
Yol göründü ..
En küçüğü 2 yaşında, 3 evladını ve eşini annesine emanet etti.
Zevcesi; kapıda içine doğan bir his ile "Gitme! diyecektim, Sanki kalbimi okumuşcasına…"
Vatan her şeyin önündedir" dedi ve gitti...
Elif, eşine sarılamadı son kez, kucaklaşamadı.
"Töresi batsın oğlum! Elin yanında karı koca sarılır mi? Ayıp şeylerdi, el alem ne derdi. Keşke yapsaydım..." dedi.
İlk günkü gibi göğsü daraldı, nefesi kesildi, boğazindan kelimeler çıkmadı, gözlerinde damlalar doldu doldu akmadı. Pencereden uzaklara baktı, daldı, gitti...
***
İlk çıkarma birlikleri vatan topraklarına adım atıyor ve bu kahramanların içinde en başta tankıyla birlikte Tank Kidemli Başçavuş Halim Şahin duruyordu..
Asıl görevi uçaksavar nişancısı olmamasına rağmen düşman askerinin yoğun ateşini görünce insiyatifini kullanarak tüm kudreti ile karşılık vermeye başlayan Şahin, uçaksavarı öyle korkusuzca, gözü pek ve ustaca kullanıyordu ki düşman siperlerini susturuyor ve diğer birliklere yol açıyordu..
Sanki Şehit Pilot Cengiz Topel'in intikamını alıyordu.
Rum askerleri mevzilerinde paramparça oluyor, sağ kalanlar kaçıyor, mevziler dağılıyordu.
Ölüm sesleri yükseliyor, feryatlar dağlarda yankılanıyordu.
Bunu fark eden Rum Komutan emir verdi:
“Ortadaki tanka ateş” diyerek tüm ateş destek unsurlarını Şahin'in üzerine yolluyordu..
Korkmadı!!
Başını dahi eğmedi. Çünkü Türk eğilmezdi, eğilemezdi!
Malazgirt'de Alparslan'ın da başı dikti, 1571 Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa'nın da Gazimağusa'da en önde başı dikti...
Ardına bakmadan yollara düşen, şimşek gibi çakan, sel gibi coşan
Halim"in destanı düşer mi tarihin dilinden…
***
Cengiz Topel'i şehit edenlerden intikamını almış, kanını yerde bırakmamıştı.
Artık içine bir huzur dolmuş, hafiflik hissediyordu...
Mutluydu, huzurluydu...
Bu şehitlikti... Kuran'daki müjdeye nail oluyordu…
Belki de Peygamber Efendimize komşu olmayı seçmişti.
Yürekten dilemişti…
Şimdi Girne Karaoğlanoğlu Şehitliğinde Kıbrıs'ın tapusunu simgeliyor…
Tüm şehitlerimize saygıyla…
Abdullah GAZİOĞLU