Mehmet Ali GÜNAYDIN / KÖKBÖRÜ


Türk Devletleri Teşkilatı

Türk Devletleri Teşkilatı


Türk Devletleri Teşkilatı adını duyup da yüreği bayram yerine dönmeyen Türk yoktur herhalde. Hele ki son yıllardaki attığı adımlardan sonra. Son olarak Türk Devletleri Teşkilatı ortak alfebe konusunda önemli bir karara imza attı.

Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu tarafından iki yıllık bir çalışmanın sonunda Latin tabanlı Ortak Türk Alfabesi’nde uzlaşma sağlandı. 

34 harften oluşan bu yeni alfabede temel hedef Türk halklarının dilsel mirasını korurken aynı zamanda Türk halkları arasındaki karşılıklı anlayış ve işbirliğini teşvik etmek ve Türk halklarını birbirine daha da yakınlaştırmak oldu. Farklı lehçelerin gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanan bu alfabe ile kültürel bağlarımız daha da güçlenecek, Türk devletleri arasındaki iletişim daha da olumlu yönde ivmelenecektir. Dil birliğimiz güçlenecek, milli şurumuz artacak, siyasi ve ekonomik işbirliğimiz hız kazanacaktır.

Ortak Türk Alfabesi şüphesiz ki dil birliği açısından atılmış tarihi bir adımdır. ‘’Dilde, fikirde, işte birlik’’ sözü dilimize pelesenk olan Gaspıralı ebedi istirahatgahında artık rahat uyuyordur. Bu haberle ruhu fazlasıyla şad olmuştur. 

Yakından takip edenler bilirler ki Türk Devletleri Teşkilatı son yıllarda çalışmalarına hız vermiş ve bu sayede üye devletler arasında uyum ve dayanışma artmış, kardeşlik hukuku daha da pekiştirilmiştir. Yine aynı şekilde üye devletler arasındaki yakınlaşma fazlalaşmış, ekonomik ilişkiler perçinlenmiş ve uluslararası arenada siyasi tavırlar ve tutumlar ortaklaştırılmıştır.

Bu tablo hayatı boyunca Turan hayali ile yaşayan, Türk dünyasını tek bayrak altında görmek isteyen, Türk devletleri arasındaki sınırların kalktığını düşleyen, Urumçi’deki bir Türk balası ile Tebriz’deki kardeşinin konuşurken rahatça anlaştığı günü bekleyen, Astana’da çıkan bir gazeteyi İskeçe’de okuyabilmek isteyen her Türk’ün heyecanını ve umudunu her geçen gün daha da zirveye taşımaktadır.

Türk Yüzyılı olarak gördüğümüz bu çağda Türk devletlerinin yükselişi ve birbirleriyle bütünleşmesi büyük önem arz emektedir ve bu bütünleşmeyi sağlamaya yönelik Türk Devletleri Teşkilatı adımlar atmaya muhakkak ki devam edecektir. Birbirine benzemeyen, ulusal çıkarları birbirleriyle çelişen devletler bile çeşitli adlar ve yapılarda bir araya gelirken aynı soydan, aynı kandan gelen Türk topluluklarının bir araya gelmesinden daha doğal bir şey olamaz. Eminiz ki tarihin akışı bizi Türk Birliğine ve Türk Çağına doğru götürecektir. 

And olsun ki bu çağ Türk’ün çağı olacaktır…

YAZARLAR