“Uzun zamanlardan beri Türkistan Türklüğü ile Osmanlı Türklüğü arasındaki irtibat kopmuştur. Ben, Osmanlı ordularının başkomutanı ve İslâm Halifesinin damadı olarak oraya gelir ve Türkistan’ın bağımsızlığı uğruna ölürsem, bu köprüyü kurmuş oluruz."
Enver Paşa bu sözleri söylediğinde sene 1922 idi. Enver Paşa’nın Çegen tepesindeki şehadeti bir bitiş değil bir başlangıçtı.
Korbaşıların Türkistan Türklüğünün kıyam hareketi 1930’ların başlarında bastırılmış olsa da etkileri uzun yıllar sürdü.
Türkistan’da pek çok çocuğun ismine “Enver” ismi verildi. Paşa şehit olmuştu fakat köprü kurma vazifesini ifâ etmişti.
1991’de Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra 5 Türk Cumhuriyeti kuruldu.
Bu cumhuriyetlerin gelişmesinde hiç şüphesiz Türkiye başrol oynayacaktı. Engelleme girişimlerine rağmen Türkiye Türk Elleriyle siyasi, iktisadi ve kültürel ilişkiler tesis etti.
3 Ekim 2009’da Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi kuruldu.
13 Kasım 2021’de ismi Türk Devletler Teşkilatı oldu.
Türkiye’nin bu yönelişinde dış politik zaruretler kadar Enver Paşa’nın aksiyonuyla ortaya koyduğu Turan misyonunun büyük bir önemi vardır.
1913- 18 yıllarında tatbik edilen İttihatçı politikalar, Kafkas İslam Ordusu ve Türkistan’daki Teşkilatı Mahsusa faaliyetleri olmasaydı bugün bir Türk Birliği şuuru oluşmazdı.
Türk Devletler Teşkilatının varlığından bahsedilemezdi.
Şimdi yapılacak olan bu sağlam Enverci temellere Avrupa Birliği ve Arap Birliği örneklerinde
görüldüğü gibi siyasi ve iktisadi kurumsallaşmayı ilerletmektir.
Bu açıdan TÜRKSOY, Türk Yatırım Fonu ve Uluslararası Türk Akademisi gibi taşıyıcı birimlerin varlığı hayatidir.
Yapılanlar için “yeterlidir” diyemeyiz lakin artık Türkiye’nin Enverci temeller üzerinde büyüyüp TURAN olma yolunda ilerlediği her gören
gözün gördüğü bir gerçektir.