Niyazi TUNCER / CAN MAMAK


Türk milletine çağrı

Bakınız Cennetmekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş, “Temel Görüşler” isimli kitabında o günlerin Türkiye fotoğrafını bizlere anlatırken bu günlere ve geleceğe nasıl da ışık tutuyor:


Kıymetli Türk milleti, bu yazımda sizlere yıllar ötesinden bir reçete olarak sunulan görüşleri dikkatinize sunmak istedi. 

Bakınız Cennetmekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş, “Temel Görüşler” isimli kitabında o günlerin Türkiye fotoğrafını bizlere anlatırken bu günlere ve geleceğe nasıl da ışık tutuyor: 

Bir kez daha dikkat buyurun ve başlayın okumaya:

“-Bütün dünyada bir fikir savaşı yapılıyor. Bir sürü doktrin çarpışıyor. Türkiye’de son zamanlarda kapitalistler ile komünistlerin fikri bir çatışmaya girdiklerini gördük. Bu iki felsefe de ithal malı, ikisi de maddeci, ikisi de Türk milletine yabancıdır. Biz buna karşı yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli, maneviyatçı bir doktrin ile ortaya çıktık. Bunun adına Dokuz Işık dedik. 

Biliyorsunuz «dokuz» rakamı Türklerce daima kutlu sayılmış bir rakamdır. Biz prensiplerimizi ortaya koyarken buna da dikkat ettik ve yüzde yüz milli bir görüş ortaya koyduk. 

Bütün dünyada yapılan bu fikir ve taktikler savaşında ancak kendi milli bünyemize uygun, ötekilerden daha yüksek ve daha ileri bir fikirle galip gelebilirdik. 

Dokuz Işık, bu maddeci fikirlerin daha ilerisindedir. Dünyanın en büyük silâhı fikirdir. 

Fikirsiz hiçbir hareket başarı kazanamaz. Ben size bu silâhı veriyorum. Dokuz Işık görüşünü anlamağa çalışınız. Onun etrafında demirden bir halka olarak büyük hedefe yürüyünüz.

Sizlere kolay bir başarı vaad etmiyorum. Kısa zamanda bir iktidar umanlar bizimle yola çıkmasınlar. Yolumuz uzun ve çetindir. Bu yolda karşınıza menfaat teklifleri, tehditler ve daha bir yığın engel çıkacaktır. Bu çetin yola dayanabilecekler, bizimle gelsinler. Cesur olan, kuvvetli olanlar, gerçekten inananlar kafilemize katılsınlar.

Bazı ithamları altında bulunuyoruz. Biz ırkçı değiliz. Fakat biz dünyanın değil, kainatın neresinde bir Türk varsa onunla ilgilenmeyi, ona sevgi beslemeyi bir görev sayıyoruz. Milyonlarca esir Türk'ün bulunduğu dünyanın bu haliyle huzura kavuşacağına inanmıyoruz. Bunun için bütün Türklerle ilgileniyoruz. Fakat burada bir prensip koyuyoruz. Türkiye dışında Türklerle ilgilenirken, Türkiye’ye en ufak bir tehlike gelmemelidir. Herşey Birleşmiş Milletler Yasası’na göre yürütülmelidir diyoruz.

Bu hareketi sırtladık, hedefe doğru yürüyoruz. Düşüncelerimizden taviz vermeden, sapmadan yürüyoruz. Eğilmeden, eskisinden daha hızlı olarak hedefe koşuyoruz. Bizler, geçici ikballere, menfaatlere yenilmedik. İnanmış kişiler yenilmez. Bu ruh ve şuurla gidiyoruz. İstikbale inanarak ve güvenerek bakınız. Hedefin alınacağından asla şüphe etmeyiniz..”

“Ben Türk Milletini; sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet, hile, çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlâktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum.

Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. 

Modern medeniyetin en ön safına geçmek üzere çağlar üzerinden sıçramaya çağırıyorum. Hareketin adını isteyenlere açıkça ilân ediyorum :

Yeniden maneviyata dönüş... Hedefimiz Türkiye’yi aç hürler, tok esirler ülkesi yapmamaktır. Bu yolda bizi tavizkâr siyasetçi olarak itham edenler, Türk’ün yüce varlığını anlayamayanlardır.

Unutulmamalıdır ki, bir çiftçinin toprağa tohum saçması, tarlaya taviz vermesi demek değildir. Toprağı değerlendirmesi ve verimli kılması demektir. 

Bizim hareketimizin de mana ve ruhu budur. Yine unutulmamalıdır ki, medeniyetler, devletler para ile değil, inançla kurulurlar; parasızlıktan değil, inançsızlıktan çökerler.

Türk aydınları, Türk gençliği, buluşma yerimiz Büyük Türkiye’dir. Buluşma noktamız imanlı Türk ferdinin kafası, kalbi ve cevher-i aslisidir. Bugüne kadar olduğu gibi Türk milletini yalnız kendi yazdığımız kitabı okumaya, yalnız kendi söylediklerinizi dinlemeye çağırmayınız. Siz de onun söylediklerini dinlemeye, onun okuduğu kitabı okumaya, onu tanımaya, anlamaya koşunuz.

O zaman bulaşma yeri ve noktasında asgari müşterekler de değil, azami müşterekler de birleşeceğiz.

Türk milletini iktidarları için bir basamak, demokrasiyi de sadece bir rey düzeni olarak kabul eden görüş, bizim görüşümüz değildir.

Saflarımız, Türk milletinin ve devletinin ebedi hayatını düşünen milliyetçilerin, vatanseverlerin meydana getirdiği saftır.

Anadolu’nun dağlarında, ovalarında bir Eyüp Peygamber sabrı ile dolaşan, çalışan, kahırkeş, çilekeş çiftçi, işçi topyekun yurt çocuklarını bu manevi davamıza davet ediyoruz.

Vazifemiz; "Allah, taşıyacağımızdan daha fazla yük yüklemez" inancı içinde çalışan, yürüyen bu insanların inançları ile istihza ve istiskal değildir. Onların yükünü omuzlamaktır, onların haklarını çalanlarla; rızıklarına, emeklerine el uzatanlarla mücadeledir.

Bu mücadelemiz içte ve dışta yılmadan devam edecek ve bu yolda Allah’ın izni ile mutlaka muvaffak olacağız. Çünkü yolumuz hak ve hakikat yoludur. Bu ülkede teknik üniversitelerin, fen fakültelerinin laboratuvarları ile yüksek ilahiyat akademilerinin koridorları birleştirilmelidir. Bugün madde ve mana felsefesi insanlığı bir çıkmaza doğru sürüklemektedir.

Oysa madde ve mana ne birbirinin aynı, ne de birbirlerinden gayridir. İnsanlığı ve milletleri gerçek mutluluğa götürecek yol mutlaka ilmin ve ahlâkın basamaklarından geçmelidir.

Türk milleti bu yolda bir çok örnekler vermiş, insanlığa önderlik etmiştir. Bugün yine Milletimizin ve aynı zamanda insanlığın mutluluk tohumları bu topraklarda gizlidir.

Türkiye ve Türk milletinin karakteri içerden ve dışardan çok iyi kıymetlendirilmelidir. Kore yayasında kopan bir fırtına, kendi sahillerinde söner. Vietnam’da kopan bir fırtına, ancak kendi sahillerini yalar; Himalâyalar’da kopan bir fırtına dahi Hint Okyanusu’nda kırılabilir. Fakat, Anadolu yaylasında kopan bir fırtına bütün dünyayı tesir altına alabilir. Bunun böylece bilinmesi ve değerlendirilmesi gerekir..”

Evet, Cennetmekan Başbuğ Alparslan Türkeş, “Temel Görüşler” isimli kitabında o günlerin Türkiye fotoğrafını bizlere anlatırken bu günlere ve geleceğe ışık tutuyor. 
O ki, büyük Türk milletine meşhur çağrısını yaparak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve milleti günümüze ve geleceğe hazır olunması hususunda uyarıyordu. 
Her daim aklımızda ve dualarımızdasın, ruhun şad mekanın Cennet olsun Başbuğum.

OSMAN ÖRNEK
7.12.2023 11:33:18
Başkan bizi geçmişe götürüp bilgilerimizi gündem yaptığın için teşekkürler.

Mustafa Ünver
7.12.2023 11:41:46
Allah razı olsun başkanım. Kalemine kuvvet.

YAZARLAR