Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Türk’e yabancı at hırsızlar

Türk’e yabancı at hırsızları


BİLGE LİDER DEVLET BEY DER Kİ:
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ SOKAKTA KURULMADI, SOKAKTA BULUNMADI,
SOKAĞA BIRAKILMAYACAK, SOKAĞIN GİRDABINA, SOKAK SERSERİLERİNE TESLİM EDİLMEYECEKTİR!”

HZ.MEVLANA’DA DER Kİ:
“KÖPEKLER HAVLADI DİYE KERVAN YOLDAN KALMAZ.” (MESNEVİ’DEN)

 

 

Atalarımız “sana senden olur, her ne olursa, başın selamet bulur, dilin durursa” ve “göz iki, kulak iki, ağız tek, çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek” demişlerdir.

Yunus Emre’de der ki;
“Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz,
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.”

Dil üzerine çok söz söylenmiştir;
-Bir söz söylerken hem kendi hemde karşınızdakinin ahiretini düşünerek konuşun..!
-Söz insanın terazisidir.Fazlası ziyan, azı vakardır.
-Alay ve boş konuşmak belaya yol açar.
-Hikmeti konuşmakta değil, susmakta aramalıdır.
-Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı çok olur.
-Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır, çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır.

“Eğer kalbte darlık ve üzüntü, vücutta bitkinlik ve halsizlik, rızıkta eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan meydana geldiği bilinmelidir” derdi gönlümün Şeyh Edebali’si rahmetli Gavurdağlı babam.

Susmak aklın süsü ve cehaletin örtüsüdür.Tatlı dilli ve cömert ehli olunmalıdır.

Diline sahip olmayanı şeytan her sahada oynatır. Büyük bir uçurumun kenarına getirir, yüzüstü yuvarlar, felakete sürükler.

Dile ahlak dizgini vurulursa dünya ve ahiret saadetine kavuşur…Başıboş bırakılırsa zarardan zarara girer.

Dilin güzel yanları vardır elbet. Çünkü canlılar Allahın birliğine dilleriyle şehadet ederler.

Sevgili Peygamberimiz ne güzel buyurmuş:
“Güzel söz, güler yüz sadakadır.”

ABD ve AB’nin fonladığı Türkiye düşmanlığı hususunda adeta yarışa giren satılmış bir kısım medyanın, bu medyanın devşirilmiş kalemlerinin ne yazdığı, neyi propaganda ettiği bizim nazarımızda değersizdir.

Türkiye aleyhtarlarından para alanların aynı şekilde emir aldıkları, bununla da yetinmeyerek düşmanın kılıcını salladıkları ulu orta meydandadır.

Mesnevi’de Hz. Pir der ki;

“-Üzülme..Köpekler havladı diye kervan yoldan kalmaz.!”

Türk’e yabancı at hırsızları, Ömer Seyfettin’in PİÇ” Hikayesindeki tipler, televizyon kanallarında hafta boyunca hep birlikte boy gösteriyorlar.

Sûret olarak insan gibi görünseler de birkaç kelime ile kimliklerini ortaya koyuyorlar.

Söylediklerini alt alta yazın, okuyun, Selanik’i tek kurşun atmadan Yunan’a teslim eden Hain Hüseyin Avni Paşa, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyi idam ettiren Molla Sait, Nemrut Mustafa, Ali Kemaller ve Damat Ferit Paşalar gibi “ihanet kıta sahanlığındaki” sıfatlar ve belgeleri çıkar.

Hainsiz millet, devlet, teşkikat yoktur. Habil-Kabiller, Nuh ve Lut kavmi peygamberlerin eşleri ve oğulları ile Peygamber Efendimiz (s.a.v) döneminde fitne münafık Dırar Mescidi cemaati her dönem olmuştur. Bunlar bitmez!

“Vıttırı vızzık” tabiri memleketim Adana’da ve Çukurova’da oldukça fazla kullanılan bir tabirdir ve “boş,işe yaramaz” anlamına gelir.

Bugün…Miting kürsülerinden psikopatça bağıran, herkesi tehdit eden boş konuşan vıttırı vızzık Eczacı Özgür’ün hemşehrisi Manisa Valisi HÜSNÜYADİSLER bugün de var…Kendisi, Milli Mücadele'nin son anına dek Yunan işgal ordusuna her türlü kolaylığı sağlamış, Milli Mücadele aleyhine yapılan propagandalara tüm gücüyle katkı sunmuş, işgal yılları boyunca halka eziyet etmiştir. Sonra defolup Girit’e kaçmıştır.

Canlar…Şimdi diyeceksiniz ki, bize bunları niye anlatıyorsun.? Demem odur ki; bizdeki “Hüsnüyadisler” bugün de var. Hiç bitmez bunlar.!

Bu yüzden deriz ki:
HA HÜSNÜYADİS HA ÖZGÜRYADİS
YOK BİRBİRLERİNDEN FARKLARI.

Sadi Şirazi diyor ki :
“Her gördüğünüz insana KARAKTER  yüklemeyin, bırakın karakterini kendi 
belli etsin...Küpü kırıp içine bakmaya gerek yok, mutlaka bir yerden sızıntı verecektir.”

Demem odur ki…Milletine yabancı KÖSEM KOYUN Hüsnüyadisler bugün de var.

Ancakkk…Bilge Lider Devlet BAHÇELİ’nin dediği gibi:
“Türkiye Cumhuriyeti sokakta kurulmadı, sokakta bulunmadı, sokağa bırakılmayacak, sokağın girdabına, sokak serserilerine teslim edilmeyecektir.”

Zaman-zaman “memleket meseleleri” ile ilgili siyasi sohbetler yaptığımız Meram’daki ferasetli, hoş sohbet usta kasapları Et ve Süt Kurumunda “kesim için” mezbahaya getirilen koyun sürülerinin arasından gözüne kestirdikleri “etli butlu” bir koyunu seçip kenara ayırırlarmış.

Kasaplar koyunun başını “şefkatle” okşar, bir avuç “şeker” vererek kendilerine alıştırırlarmış. Bu besili iri koyunlara kasaplar “KÖSEM KOYUN” derlermiş.

Peki kasaplar, bu koyunlara neden babacanca davranıp “özel muamele” gösterirlermiş.? Çok sevdiklerinden mi..? Tabii ki HAYIR...Amaç, “diğer koyunları” kandırmakmış.

“Şekerin tadını almış” kösem koyun ile sürünün arasına dalan kasap hiç bir dirençle karşılaşmadan kösem koyunun peşine düşen bir kaç koyun ile birlikte kesimin yapılacağı alana dönermiş..

Başlarına ne geleceğinin farkına varmadan, kösem koyunun arkasına takılan koyunlar “kasap bıçaklarını” görünce ancak “gerçeği” anlarlarmış.!

Bu böyle sürüp gidermiş.
Ta ki, sürüde etli-butlu besili 
kösem koyundan başka bir koyun kalmayıncaya kadar.

Nihayet sıranın kendisini geldiğini anlayan kösem koyun, suratı kaskatı kesilmiş bir vaziyette öylece donakalmış.! Öyle bir surat ki ne surat.!

Rahmetli Ömer Seyfettinin hikayesinde “PİÇ” dediği bu zatlar ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar

Fikrini ve iradesini başta mecralara kiralamış ve BAŞINI KUMA SOKMUŞ Zangoç suratlıların  sözü de kendisi de muteber değildir.

“Vatan ve millet” kavramıyla esasen hiç alakası olmayan ruhsuz biyolojik varlık olmaktan öteye anlam taşımadıkları hepimizce mâlumdur.

“Herkes karakterine-mizacına yakışanı yapar" diyen İsra Sûresi 84. âyet şahittir.

Tarihten ibret almak gerekir…
Tarih okumak siyasetin laboratuvarı olduğu bir gerçektir.

İbn Haldun’un:
“-Suyun suya benzediği gibi mâzi ve gelecek de birbirine benzer" tespiti bu hakikati pekiştirmektedir.

Milli Şairimiz M. Akif'in;
-Târîh”i “tekerrür” diye ta’rîf ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? dizeleri bu düşüncelerimizi daha da anlamlı hâle getirmiştir.

Bu itibarla, Milletimizin cevher-i asliyesindeki îman aşkını okumak ve yaşatmak en büyük görevlerimizdendir.

Tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, kimliğiyle ters düşen siyaset veya aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun ötesini görebilmesi, sadece ham bir hayaldir.

-Fakat milli tarih hainleri unutmaz.! 
-MİLLİ VİCDAN zangoç suratlı hainleri tarihin çöplüğüne atar, onları cezalandırır.

Çünkü şehit kanları ile yoğrulmuş bu mübarek Anadolu toprakları hainleri sevmez ve ilk fırsatta hesabı keser.!

OSMANLI padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdil-i kıyafetle Kuşlar Çarşısı’nı gezer.

Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.

Bir ara Yavuz Sultan Selim’in gözü kekliklere ilişir…

Bir grup kekliğin kafesinin üzerindeki yazıda “Tane işi satış, fiyatı 1 altın” yazıyor.

Hemen yanıbaşlarında, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı…50 altın.

Padişahın gözü 50 altınlık kekliğe takılır.

”Hayırdır” der satıcıya ve sorar: “Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 50 altın?”

Satıcı, ”Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor. Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar” der.

Padişah ”Satın alıyorum” der ve 50 altın verir.

Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını koparır.

Adam şaşırıp, ‘‘Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi” diye dövünürken…

Padişah gürler: “Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç budur!!”

Bir gün ülkemizde hainlerin hiç değilse daha az olduğunu görebilmek ümidiyle desek de mümkün değil…

Çünkü Atalarımız Çağrı Bey ve oğlu Sultan Alparslan çadırlarını sırtlanların yolu üzerine kurmuşlardır.

Dünyanın “kilit taşının” üzerinde oturuyoruz. Tarihin, coğrafyanın, inançlarımızın ve ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır.

Geçmişin ne kadar derinine inebiliyorsak geleceğin ufkunu, daha da ötesini o kadar görebiliriz.

İşte bu sebep ile…Tarihi olayları okumazsak Canlar;
-Sana ne söylenirse ona inanırsın,
-Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın,
-Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın,
-Seni herkes kandırır.
-Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...

Bizi bizden olanlar idare ettiği sürece, tarih de talih de bizden yana olacak, inşallah.

SÖZÜN ÖZÜ;
Allah bize yar olsun
Turan iller var olsun 
Bir turkuaz şafakta 
Türkiyem bahtiyar olsun.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER

7 Temmuz 2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK

YAZARLAR