Selam olsun Türk’ün töresini, örfünü bilenlere. Kültürünü ve özünü yaşayıp yaşatanlara. Benliğini yitirmeyenlere bin selam olsun.
Aziz Türk Milleti her dönemde yapmış oldukları her eylemi unutulmaması için belirli günlerde, kutlayarak kültürel bir dolaşım haline getirmişlerdir.
Avcılık ve toplayıcılık ile sağlanan geçim her av ve toplama evresinde tarım evresinde oluşan her türlü olayı nesillerine aktarmak için, ad verilir ve gerekli törenler yapılırdı. Bu kutlanan günlerden en mühimi Nevruz Bayramıdır.
Nevruz Farsçada “Yeni gün” manasınsa gelir. Eski İran takvimine göre yılın ilk günü manasındadır. Bu evrede güneş koç burcuna girdiği evrenin yaratıldığı manasını içermektedir.
Nevruz tüm Dünyada mart ayının üçüncü haftası ile kutlanır. Türk Dünyasında muazzam bir yere sahip olan Nevruz Türk milleti tarafından her kıtada, her bölgede coşku ile kutlanmaktadır.
Nevruz bir birlik çağrısıdır. Bir Türk toyudur nevruz.
Nevruz yeniden doğuş demektir. Baharın gelişi bolluğun bereketin ve birliğin doğuşudur
Nevruz. Nevruz şerrin gömülüp hayrın zuhur etmesidir. Türk’ün ufuklarda doğuşu demektir. Tanrı’nın kâinattaki olayları yeniden doğması için verdiği kudrettir. Nevruz; başlangıçtır baharın gelişiyle güzelliklerin gelişidir.
Başlangıçtır toprağın bereketi güneşin sıcaklığı doğanın muazzam cilvesidir nevruz.
Nevruz İslamiyet evvelinde ve sonrasında da aynı şekilde kendisini göstermiştir. Hiç bir şekilde özünde herhangi bir noksanlık olmamıştır. Tabi bunu yaşayıp yaşatacak bizleriz aktaracak yine bizleriz o sebeple özüne aktarmak zorundayız herhangi bir değişiklik yapmadan.
İslamiyet evvelindeki yeri şöyle ki; bolluk ve yeni bir başlangıç olan Nevruz yakılan ateşin üzerinden atlama günahlardan arınma eylemidir.
Bu mitler çevresinde ateş kültü bütün uygarlıklar da ki mevcudiyeti sabittir. Şamanizm de ateşin bu hususları detaylı şekilde bildirmiştir.
İslamiyet öncesinde Tanrı’nın verdiklerine şükran ve teşekkür babında yapılan bu kutlamalar her kültürde sabittir. Sadece işleyişinde farklılık olabilir. Bu farklılık Nevruzun özü hakkında ihtilaf sebebi değildir. İslamiyet sonrasında ise yapılan araştırmalar sabit olan makaleler öncülüğünde bir kaç hususu sizlere aktarayım
NEVRUZ VE İSLAMİYET
Nevruz, Hz. Adem’in çamurdan yoğrulduğu, Adem ve Havva’nın buluştukları, Nuh’un gemisinin karaya
vardığı, Yusuf Peygamber’in kuyudan kurtarıldığı, Hz. Musa’nın asasıyla Kızıldeniz’i yardığı gün olarak kabul edilmiştir.
Nevruz, Hz. Muhammed’in peygamber olduğu gün olarak kabul edilmiştir.
İslamiyet öncesi, su kültünün Hızır’a, toprak kültünün İlyas’a
yüklenmesi tesadüf değildir.
Alevi- Bektaşi inanç ve pratiklerinde Nevruz farklı anlamlar kazanmıştır. Birkaç örnek verelim. Nevruz; Hz. Ali’nin doğum günü ve halife olduğu gün,
Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın evlendikleri gün, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in doğduğu gün, Kerbela olayının olduğu gün olarak kabul edilir.
Araştırmalarım neticesinde nevruzun dünyadaki seyri bu şekilde devam etmektedir.
Nevruziye adı verilen kasideler Osmanlı döneminde hakimdi. Kasidelerin konusu baharın gelişi, ağaçları çiçek açması bütün yeniliklerin varlığından bahsedilirdi.
Ateş ve su kültü en mühim husustur.
Su temizliği ve bereketi temsil eder. Berraklık ve ferahlıktır. Nevruz hazırlığında tüm sular değişir gerek bitkilerin gerek hayvanların suları yenilenir.
Velhasıl kelam Nevruz yeniden başlamaktır..
Nevruz Ergenekon’dan Ulu Ceddimiz Türklerin demirden dağları eritip demirci ve Börteçine dediğimiz gök yeleli kurdun izinden giderek demirden dağları erittiğimiz ve yeni yurtlar edindiğimiz gündür.
Ergenekon’a sığmayan asil Türk Milleti çareyi demircinin örs ve çekicindeki heybet ve kutsiyet ile Ergenekon’dan çıkmıştır.
İşte baharın gelişi ve Ergenekon’dan çıkış günümüz olan nevruz dediğim gibi yeni bir başlangıçtır.
NEVRUZ Türk’ün bayramıdır. Donkişotların, tarla sıçanlarının, bölücü faaliyetlerini yaptıkları bir olay değildir. Gerek renkleri gerek kutlama şekilleri ile tamamen Türklere ait bir bayramdır. Mezopotamya kırıntılarının Kandil yosmalarının değil, Ergenekon’dan Ötükene Koca Türk dünyasının yiğitlerinindir.
Türk’e düşman olan şuursuzların zılgıtlar ile ateş üzerinde zıplayıp bölücü terör örgütü bebek katili İmralı canisi, köpek başı Apo denilen kahpenin adına sloganlar atarak; akabinde Türk milletine kinlerini gösterdikleri husus Nevruz değil kahpelik günüdür.
21 Mart Türklerindir Türk’ün Ergenekon’dan çıkışıdır ve baharın gelişidir. Satılmış bölücülerin Nevruz ile uzaktan yakından bir alakaları yoktur.
Burada Aziz Türk gençliğine düşen şudur. Nevruzun Türk'ün bayramı olduğunu Türk töresince, Türk Milliyetçiliği çerçevesinde, Türk töresi şiarıyla kutlandığı belirtilmeli.
Kültürel emperyalizmin kırıntıları olan bu satılmışlara inat, inançla kutlamalar yapılıp nesillere aktarmalıyız Türkün bayramını.
Donkişotların değil Türklerin bayramı ve toyu olan Nevruzu Türk Milleti olarak her 21 Martta coşku ile milli şuur ile kutlamalıyız.
Milli ülkü ve milli şuurun bir vesikasıdır Nevruz. Bu vesika kültürel emperyalizm adını verdiğimiz sinsi bir savaş olan Türk'e özünü unutturmaya çalışan bu zevatlara karşı dimdik durarak Nevruza sahip çıkılması gerekmektedir. Milli şuurun esası Türk Milletine ait olan her şeyi sahiplenmek ve yaşayıp yaşatmaktır.
Tanrı her daim Türk’e yar olsun..
Börteçine kurdun adı,
Ergenekon yurdun adı,
Dört yüz sene durdun hadi,
Çık ey, yüz bin mızrağımız!
ERTUĞRUL SUBAŞI
21.03.2019