AKIL PENCEREMDEN
Dr. Oğuz Poyrazoğlu
opoyrazoglu@gazi.edu.tr
Ülke Demokrasi Kültüründen Yerel Demokrasi Kültürüne Doğru Geçiş: SEÇİM SONRASI BİR DEĞERLENDİRME
Gözlem ve tecrübem şunu gösteriyor: Bir demokrasinin gelişmesi ve güçlenmesi, her seviyede katılımı ve sorumluluğu gerektirmektedir. Son yıllardaki gelişmelerde ülkemizde; genel demokrasi kültüründen yerel demokrasi kültürüne doğru bir geçiş eğilimi gözlemleniyor. Bu değişim ve gelişme, hatta dönüşmek, birçok açıdan önemli gelişmelere de işaret ediyor diyebiliriz.
İşte bu yazımda, ülke demokrasi kültüründen yerel demokrasi kültürüne geçişin benim zaviyemden nedenlerini ve sonuçlarını incelemeye çalışacağım. Burada bu değişimin getirdiği fırsatları ve zorlukları, kısaca ele almak istiyorum.
Geçişin Nedenleri Neler Olabilir?
Küreselleşme ve Artan Yerel Farkındalık: Gördüğüm kadarıyla ifade etmek istiyorum: Küreselleşme etkisi ile yerel toplulukların kendi kimliklerini ve ihtiyaçlarını koruma ve geliştirme bilinci arttı. Bu durum, eş zamanlı olarak yerel demokrasiye olan ilgiyi ve katılımı da beraberinde getiriyor.
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Gelişmesi: Son yıllarda çok hızlı gelişen ve yaygınlaşan internet ve sosyal medya gibi araçlar, vatandaşlarımızın yerel yönetimlerle daha kolay iletişim kurmasına ve karar alma süreçlerine katılmasına imkan sağlamıştır. Bu, aynı zamanda elektronik teknolojilerinin gelişmeleri çerçevesinde “Dijital İletişim” ve “Dijital Yönetim” araçlarının gelişmesini de sağlamaktadır.
Merkeziyetçilikten Uzaklaşma: Merkezi hükümetler, yetkilerini uzun süre yerel yönetimlere devretmemek için direnç gösterse de sürecin sonucunda bugün devretme ihtiyacı duyması, yerel demokrasiyi güçlendiren önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Çok tartışılan bir konu olsa da bu sayede, yerel topluluklar kendi ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilecek ve kendi sorunlarına çözüm üretebilecek hale gelebilecektir. Bu durum, benim ifade tarzıma göre “Yerli Yerinde Yerel Yönetim Modeli” oluşumunu da sağlayacaktır. Başka bir ifadeyle, bu mahalli seçimlerde özellikle MHP tarafından çok kullanılan “Herkes İçin Herkese Göre Belediye” mottosunun altında yatan da bu değil midir?
Geçişin Sonuçları Neler Sağlayacak?
Daha Katılımcı Demokrasi: Yerel demokrasi kültürü, vatandaşların siyasi sürece daha aktif bir şekilde katılmalarını ve kendi hayatlarını etkileyen kararların alınmasında söz sahibi olmalarını sağlayacaktır. Bu “31 Mart 2024 Mahalli Seçimleri” dolayısıyla, “Kent Konseyi” ve “Mahalle Meclisi” gibi yerel yapıların önerilmesi de bunun “Doğrudan Demokrasi” kültürünün varlığının bir işaret gibi geliyor bana.
Daha Sorumlu Yerel Yönetimler: Yerel yönetimler, yerel halka, yani mahallemin sakinine, şehrimin güzel insanına karşı daha sorumlu hale gelir ve daha şeffaf bir şekilde çalışmaya başlar. “Şeffaflık” ve “Hesap Verebilirlik” gibi kavramlar çerçevesinde vatandaşa ulaşma ve ikna etme çabaları bunun göstergesi gibi…
Daha Güçlü Yerel Topluluklar: Yerel demokrasi, aynı zamanda yerel toplulukların kendi özgün kültürlerini, kendi kimliklerini ve değerlerini korumalarına ve geliştirmelerine yardımcı olur. Örneğin 25 yıldır Ankara’da yapılan Etimesgut Belediyesi Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali yapılıyor. Bu, Anadolu Şehirlerinin, Akraba Toplulukların ve Ülkelerin, Yerel, Ulusal ve Uluslararası Otantik Kültür ve Sanat Gösterileri, Müzik ve Gösteri Sanatları Etkinlikleri sosyalleşmeye, paylaşmaya ve bütünleşmeye çok önemli katkı sunuyor. Ayrıca, Temel İnanç ve Düşünceler doğrultusunda yaşayabileceği ortam ve mekanların oluşturulma çabaları, toplumsal barış ve huzura da ciddi katkılarda bulunuyor.
Seçimler Fırsatlara Dönüşüyor:
Sivil Toplum Kuruluşlarının Güçlenmesi: Yerel demokrasi, kısa adı STK olan Sivil Toplum Kuruluşlarının daha aktif bir şekilde rol almasına ve yerel kalkınmaya katkıda bulunmasına imkan sağlıyor. Bu durum “Katılımcı Demokrasi” kültürünün ciddi olarak kökleşmesine vesile olacaktır.
Yerel Ekonomik Kalkınma: Yerel yönetimler, yerel ekonomiyi geliştirmeye yönelik daha etkin politikalar uygulayabilir. Sanırım önümüzdeki beş yıl ve sonrası yerel idarelerin geliştirecekleri yeni projelerle halk nezdinde merkezi idarenin yanında güçlü bir yer bulacaktır.
Daha Sürdürülebilir Bir Gelecek: Yerel demokrasi, yerel toplulukların kendi çevrelerini korumaya ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye katkıda bulunmalarını sağlıyor. Çevre ve Doğa, İklim Değişikliği ile Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Süreci Yönetimi konuları, Merkezi idarenin yanında Yerel idareyi de doğrudan ilişkili konuma getirdi.
Zorluklar da Bir Gerçek:
Eğitim Eksikliği: Vatandaşların ve yerel yönetimlerin yerel demokrasiyle ilgili bilgi ve bilinç düzeyi yeterince yüksek olmayabilir. Bu konuda, Türkiye Belediyeler Birliği yerel idarelerle ilgili olmak üzere çok farklı özgün projelere imza atabilir diye düşünüyorum.
Kaynak Eksikliği: Yerel yönetimler, yerel demokrasiyi geliştirmek için gerekli kaynaklara sahip olmayabilir. Kaynak noktasında, başta Türkiye olmak üzere, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi yapı ve organizasyonlardan yararlanılabilecek imkan ve kabiliyetin olduğunu da unutmayalım.
Siyasi İrade Eksikliği: Merkezi hükümetler ve yerel yönetimler, yerel demokrasiyi geliştirmeye yönelik yeterli siyasi iradeyi göstermeyebilir. Bu konuda unutmamız gereken önemli bir husus; mevcut Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı Hükümeti ve Sistemi, bu olumsuz bakış ve değerlendirmeyi ortadan kaldırabilecek dinamizmi içerisinde barındırıyor. Daha kapsayıcı politikaları daha etkin bir şekilde uygulamaya alacağı emareleri gösteriyor.
Sonuç:
Ülke demokrasi kültüründen yerel demokrasi kültürüne geçiş, birçok açıdan önemli gelişmelere işaret etmektedir. Bazılarımız, demokrasiler sürekli gelişen ve değişen sistemlerdir ve ideal bir demokrasi modeli yoktur diyebilir. Ve hatta demokrasinin işleyişi ve etkinliği, siyasi kurumlar, kültür ve sosyoekonomik şartlar gibi faktörlerden de etkilenir de diyebilirler.
Benim kanaatim ve düşüncem şudur: Bu değişimin getirdiği fırsatlar ve zorluklar göz önünde bulundurularak, yerel demokrasinin gelişmesi için gerekli merkezi bütünleşik adımlar artık atılmalıdır.
+ Kutlama:
Ramazan'ın mübarek feyzi ve bereketiyle bir kez daha bir araya gelmenin mutluluğunu milletçe yaşıyoruz. Bu mübarek bayramda birbirimize olan sevgi ve saygımızı tazelemenin, gönüllerimizi sevgiyle doldurmanın tam zamanı.
Ramazan boyunca tuttuğumuz oruçlar, yaptığımız dualar ve paylaştığımız sofralar bizi birbirimize ve Rabbimize daha da yakınlaştırdı. Bu mübarek ayın sonunda bayram coşkusu evlerimizi, şehirlerimizin sokaklarını ve caddelerini, kısaca topyekun ülkemizi ve milletimizi sarmışken, sevdiklerimizle birlikte olmanın mutluluğunu yaşayalım.
Bu vesileyle, Ramazan Bayramı'nızı kutlar, nice mutlu ve huzurlu bayramlara milletçe birlikte ulaşmayı dilerim. Dualarımızın kabul, günahlarımızın affedilmesi dileğiyle…
Ankara, Eryaman-08.04.2024