Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


Ülkemdeki mankurtlara...

Kendi milletine ve ülkesine olduğu kadar onun kültürüne ve tarihine yabancı kalmanın tek izahı vardır; o da mankurtluktur


Ezelden beri özbe öz Türk olan ve dili de Türkçe olan, dost düşman herkesin Türk diye bildiği aziz milletimizin kurduğu, ebediyen de payidâr kalacak ülkemizin adı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu somut gerçeği kıyıdan köşeden, sağdan soldan, arkadan yandan dolaşarak tevil veya aşındırma yoluna gitmeyiniz!

Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarının kâhir ekseriyeti İslâm dinine mensuptur ve  inandıkları kutsal kitap da Kuran-ı Kerim'dir. Bu toprakları Sultan Alparslan'la 1071'de vatan edinirken de 1453'te Fatih Sultan Mehmet'le İstanbul'u fethederken de, 1922'de Gâzi Mustafa Kemâl'in liderliğinde düşmanı denize dökerken de Allah Allah nidalarıyla, taşıdığı Türklük gurur ve şuuruyla, İslâm ahlak ve faziletinden aldığı ilhamla, şehitlik mertebesinin değeriyle zaferlere ulaşmıştır. 

Elde edilen bağımsızlık sayesinde günde beş kez ezan okunabilmekte, al bayrağımız dalgalanabilmekte, millî savaş uçaklarımız (KIZILELMA, Bayraktar 2, Akıncı vb...) semalarımızda uçabilmekte, tanklarımız yürümekte ve gemilerimiz Mavi Vatan'da düşmana korku, dosta güven vermektedir. 

Bilim adamlarımız eğitim kurumlarında istediği bilimsel araştırmayı yapabilmekte, kahraman ordusuyla emperyalistlerin uykularını kaçırmaktadır.

Anayasamıza göre "Türkiye Cumhuriyeti demokratik, lâik, sosyal adalete dayalı hukuk  devletidir."  Buna aykırı yaklaşımlar ve tezvirat asla kabul edilemez. Bazı mankurtların vaatleri var; değişebilir diye...

Bunlar Türk kavramıyla oluşan her ifadeden; Türkçe'den, Türkiye Cumhuriyeti'nden, Türklükten, Türk Dünyasından, Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulmasından, Türk'e dair herşeyden nefret eden aşağılıklardır... 

Sahiplerinin talimatlarıyla mesai yapan köle kafalı mankurtların bir kısmı da Kuran'a, ezana, dini bilgi edinmeye, ibadete, kurbana, oruca, oruçluya, hacca gidene karşı olmadık galiz laf etmeyi kendine vazife saymışlar... Sanki varlık sebepleri bu…

İnsanlar insan doğarlar ama bazıları insan kalır diğerleri mankurtlaşır.

Cengiz Aytmatov, "Dünyada en önemli şey insan olmaktır.  İnsan için en zor olanı da her gün insan kalabilmektir." der 

Bunun temelinde başka dehlizlerden talimatların olduğu bir gerçek. O talimatların sesi olarak da karşımıza çıkanlara fırsat vermemek gerekir.

İnanmanın da inançsızlığın da kişilerin özgürlüğüyle doğrudan ilgili olduğunu herkes kabul ederken kimilerinin de aksine tavır ve eylemde bulunmasını asla kabul edemeyiz. 

İslam dinine mensup bir milletin çocuklarının İslâm'la ilgili bilgilerinin ve eğitimlerinin devletin kontrolünde yetkin ve emin eller tarafından verilmesini Orta Çağ zihniyeti diye yaftalayanları unutmadık.

"Orta Çağ Karanlığı" tamamen Batı'ya ait bir klişe kavramdır. Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra yaşanan büyük bir kültürel ve ekonomik sıkıntı sebebiyle Orta Çağ “Karanlık Çağ” olarak anılır. Bu durum İtalyan Rönesansına kadar devam etmiştir. Kültürel ve ekonomik yıkıntının temelinde de kendi dinleri ve din adamları vardır. Neden Batı'nın karanlık zihniyetini Türk ve Müslüman topluma teşmil edip abuk bir biçimde örnek(!) gösterirler ki?

Kendi milletine ve ülkesine olduğu kadar onun kültürüne ve tarihine yabancı kalmanın tek izahı vardır; o da mankurtluktur. 

Mankurt; Kırgız Türklerinin  efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köledir. Öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren ve düşmanının kuklası hâline gelmiş olan bir zavallı insan tipidir.

Bilgemiz demişti ki;  "Yanılgı insan içindir ancak silgi kalemden önce bitiyorsa fazlaca yanlış yapılıyor demektir." 

Yıllardır ülkede laiklik elden gidecek, İran yapacaklar ülkeyi vb tezviratları çok dinledik... Türkiye'nin asla İran olmayacağını zerre aklı olanlar bilir aslında ama Türkiye, Suriye de olmaz derken Baas'ın iyi günlerini övenler hâlâ üzgün. Baas'a öykünenleri unutmadık... 

Tarih kimi haklı çıkarıyor diye illaki yeni bir tarih yaşamayı bekleyemeyiz.

Bugün Suriye Türkiye'nin idari yapısına dönmeye hazırlanıyor. Tarihin cilvesine bakın. 

Ruhi Kılıçkıran'dan Ertuğrul Dursun Önkuzu'ya ve ondan sonra pek çok şehidin ideali devletimizin milli birliğini ve kimliğini kızıl emperyalistler ile vahşi Batı'nın oyuncağı etmemek ve kardeş Türk halklarının bağımsız olmalarını sağlamaktı.  Bunu başaran bir ülkünün yiğitleri ile Misak-ı Millî'den öteye gönül coğrafyamızın garantörü olma ideali büyük bir inançla devam ediyor.  

Dikkat edelim. 
Ahmaklığın en ciddi delili aynı şeyi defalarca yapıp veya söyleyip farklı sonuç almayı beklemektir.

İslâm ahlâkı ve Türk töresinin değerleriyle donanmış Türk milletinin en sağlam omurgası, Türk milliyetçileri Kızılelma yiğitlerine üzerinde oynanmak istenen oyunlara dikkat edelim.

Eğriyi doğruyu anlamak için sabırlı olmak, hakikati bilmek için de hakkaniyetli olmak şarttır. 

Oyun kurucu ve oyun bozucu olmak önemlidir. Küresel çetenin oyununda piyon rolüne düşmek asla yakışmaz hiç bir Türk evladına. 

Artık büyük Türk dünyasının şahlanma sürecinde, güçlü ve lider ülke Türkiye Cumhuriyeti devletinin şerefli bir vatandaşı olmanın gururunu yaşamak varken negatif duygularla enerji tüketmeyelim. 

Dolayısıyla bilinçli olmak şarttır. Mankurtluğun âlemi yok!

Tanrı Dağları'ndan 
Muhittin Gümüş 
05.01.2025

YAZARLAR