Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Ülkü Ocakları ve MHP düşmanlığı

Ülkü Ocakları…Hareketimizin mücadelelerle, çile imtihanlarıyla geçen 55 yılında daima bir imtiyaz, bir gurur vesilesi addedilmiştir


HALK TV VE BENZERLERİNİ BİR MÜDDET SEYREDİNCE…

KAZIM KARABEKİR PAŞA’YA HAK VERİYORSUN:

“ÖYLE PUSLU Kİ HAVA…ŞEYTAN BİLE ‘MÜSLÜMAN’ MİNTANI GİYİYOR.”

Çeşme başında yaşlı teyze KÖROĞLU’na beddua edermiş ama tanımazmış.

Köroğlu’da duymuş bunu;
“-Ana..Neden Köroğlu’na beddua edersin” diye sormuş...

Teyze de cevap vermiş;
“-Ne bileyim oğlum herkes ediyor, bende ediyorum..”

Sadi Şirazi ne de güzel der;
“Bazen kendi halinde olmak güzeldir...Bu kadar hal bilmezin arasında.”

Bizde deriz ki;
Hakkımızda neyin hayır, neyin şer olduğunu, Rabbimiz elbette bizden daha iyi bilir.

Dolayısıyla, Cenâb-ı Hakk’ın bizim için takdir ettiği, bizim kendimiz için arzu ettiğimizden daha hayırlıdır.   

İbrahi Ethem Hazretleri birini çok üzgün görür, ona 3 soru sorar:

1-Dünyadaki bütün hadiseler takdir-i ilâhi olmadan meydana  gelebilir mi?
-HAYIR…
2-Sana ayrılan rızkı başkası yiyebilir mi?
-HAYIR…
3-Sana verilen ömürden kısalma olur mu?
-HAYIR…

-O HALDE NİÇİN ÜZÜLÜYORSUN?
                        *****
HARESE DİKENİ çölde yetişen bir bitki… Sert, kuruduğu zaman çok can acıtan cinsten bir diken.

Arapçada HARESE:
"Hırs" demekmiş.

Yani bu dikenin bizde ki adı 
“Hırs dikeni"…

Peki neden bu isim verilmiş derseniz, rivayet o ki develer bu dikeni çok severmiş…

Öyle ki neredeyse hiç su içmeyen deve cinsleri bile bu dikene bayılır, buldukları zaman canlarına mal olsa bile yemekten vaz geçmezlermiş.

Harese dikenini yemeye başlayan devenin ağzı, dili kanarmış.

Dikenin tadına karışan kendi kanının tadını çok seven deve hırsla yemeye devam edermiş. Taaa ki sızan kanlar nedeniyle kan kaybından ölene kadar.

Halk tv ve benzerlerinde…
Şuursuzca Ülkü Ocakları ve MHP düşmanlığını görünce aklıma bu hikaye geldi.

Fetö tezgahından geçen ve suret-i haktan görünüp asla vazgeçmeyen eş ve bacıları hırs ve kinle öyle saldırıyorlar ki kaybettikleri değerlerden, tarihlerinden, 
haberleri bile yok.

Kendi kanlarını yalana yalana içiyorlar...

HIRS kötüdür beyler, bayanlar ve soykalar…Harese yiyip, kan içen develere duyurulur.
                      ****

Şühedalı ve dualı kutlu hareket Üç Hilal mensupları ile doğrudan ilgisi olmayan “Sinan ATEŞ cinayeti iftirasını” ortaya atan şer batı dünyasının ve fetö denilen şer odaklı şerefsizlerin, tetiği çektirdiğini bilmiyor muyuz sanıyorsunuz.?!

Oyunları görüyoruz.! Şerefsiz oyuncuları tanıyoruz.!

Geçen yıl yapılan genel seçim öncesi…ABD finoları sümüklü fetöş’ün kapu itleri;
“Oyunumuz tuttu. Akın akın MHP'liler İP'e koşuyor!'' diyen ölü sevici hainleri yakından izliyoruz..

-Bu tezgah MHP'nin kurumsal kimliğine kurulmuştur..
-Yılanları, çakalları dün unutmadık bugün hiç unutmayız..

ÜLKÜDAŞIM…OYUN BÜYÜK, OYUNA GELME.!

“Hele şu toz duman bi dağılsın. 
Bindiğiniz at mı, eşek mi anlarsınız!” Her zaman doğru çıkan atasözü

-Dava ve ülkü arkadaşlarımıza karşı bitmeyecek bir vefamız, -Eksilmeyecek bir muhabbetimiz vardır.

SABIR…Her zorluğun kapısı. 
Her zorluğu aşmadaki anahtarıdır. Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur.

“Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara/153)

Sabrın başı acıdır, fakat sonu çok tatlıdır. Hz. Peygamber; “ SABIR, acı bir olayın yaptığı sarsıntıya karşı ilk anda gösterilen tahammüldür” sözüyle sabrın önemini vurgulamıştır.

İman, biri “sabır” diğeri “şükür” olan iki yarımdan meydana gelir.

Camiamızın dışında gelişen ve insan olan hiç bir kimse için istemediğimiz bir olayın vuku bulması koca bir Ülkücü Camia’ya mal etmek…Bu suikastı planlayanların ya da fayda görenlerinin açıkça oyunudur…Oyunu görüp anlamak gerekir.

Canlara demem o ki;
Ülkücü basiretimizi kaybetmeyelim, üzücü olay üzerinden bizleri birbirimize düşürmek isteyenlere pirim vermeyelim, gerçekler ortaya çıkacak elbette…

Hak tecelli edip, hesabı sorulacaktır, kahpece pusu kuranlar, bedelini ödeyecektir.

Bildiğiniz gibi…Kazım Karabekir Paşamızın bugüne uygun bir sözü var;

"Öyle puslu ki hava, şeytan bile 'Müslüman' mintanı giyiyor."

Devlet Bey der ki;
“-İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür.

-Milliyetçi Hareket Partisi mezkur davanın 1 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak duruşmasında MHP avukatları mutlaka hazır bulunacak, karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır.  

-Yurt içi ve yurt dışı menşeli çıkar odaklarının, yıkım ortaklarının, siyasi istikrar muhalifi çevrelerin, bilhassa da Cumhur İttifakı muarızlarının partimizi töhmet altında bırakmak, bir yol ayrımının inşasını sağlamak maksadıyla kesintisiz faaliyet içinde oldukları meydandadır.

-Bizim sevdamız Türkiye, mensubiyet onurumuz da büyük Türk milletidir.

-Ne yapıyorsak, ne söylüyorsak Türkiye ve Türk milletinin çıkarınadır.”

Cenab-ı Allah Devlet Bey’e ve ekibine güç kuvvet versin..İçte ve dışta nasıl bir kumpasın içinde farkındayız…Ve her daim yanındayız.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın mümkün olmayacağını kabul ederek Rahmetli Başbuğumuz Türkeş’in Genel Merkez Yöneticilerine verdiği seminerlerde sık sık bahsettiği Abdullah İbni SEBE’nin İslamda en büyük fitneyi nasıl üretip sahnelediğini anlamadan bugünü anlamak hayli zordur.

Büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacib diyor ki:

“Her sözü dinle, hemen inanma.
Gönül sırrını açma, sıkıca sakla.
Doğru ol, dürüst davran,
İki dünyayı da kazanır doğru olan.”

Ülkü Ocakları…
Mazinin iftihar edilecek övüncünü atiye taşıyan kutlu bir kervanı menzile ulaştırmaya ant içmiş vatansever evlatlarının ilk göz ağrısı, ilk sevdası, ilk mekanıdır.

Ülkü Ocakları…Her zaman devletin bekasını, milletin birliğini hep esas almış bir gençlik teşkilatı olmuştur. Bu amaçla milli değerleri benimsemiş bir gençlik yetiştirmeyi hep ön planda tutmuştur. Bunda da başarılı olunmuştur.

Ülkü Ocakları…Hareketimizin mücadelelerle, çile imtihanlarıyla geçen 55 yılında daima bir imtiyaz, bir gurur vesilesi addedilmiştir.

Ülkü Ocakları’nın kurulması o kadar isabetli olmuştur ki bu çatı altında toplanan vatansever Türk gençleri, zararlı ve bölücü akımlara karşı müthiş bir celadet ve kahramanlık göstererek onları âdeta etkisizleştirmeyi başarmıştır.  

Müthiş kararlı, etkin ve caydırıcı bir gençlik duvarı oluşturarak özellikle komünizme set çekmiştir.

Ülkü Ocaklarında teşkilatlanan Milliyetçi-Ülkücü Hareket bağlısı kadrolar, komünizmin yayılmasına mani olmakla kalmamış; Türkiye'nin varlığını, bütünlüğünü ve güvenliğini hedef alan bütün tehditlerin savuşturulmasında etkin rol üstlenmiştir.

Türkiye’yi bölmek ve parçalamak isteyen emperyalist güçler, Ülkü Ocaklarında ete kemiğe bürünen millet iradesi karşısında mağlup ve başarısız olmuşlardır.

Dündar TAŞER büyüğümüzün dediği gibi;

“Ülkücülerin kanaatları sağlam, imanları bütün, fikirleri berraktır. Serttirler ama odun gibi değil elmas gibi pırıl pırıl.”

Rahmetli Hocamız Prof.Dr. Necmettin HACIEMİNOĞLU ne de güzel söyler;

“Kimse bizi zorla veya türlü vaadlerle Ülkücü yapmadı…Kendimiz inanarak ve koşarak bu yolu tuttuk ”

ÜLKÜ OCAKLARI… Haçlı ve Siyonist şer odaklı emperyalistlere göre "terör örgütü" iftirası atılsa da AZİZ TÜRK MİLLETİ'NİN 57. ALAYI'DIR .

Meram Bağları’ndan;
SEVGİ ve MUHABBETLE
 

YAZARLAR