Ülkücülük bir yaşam tarzıdır. Kabullendiğin günden itibaren Türk İslam Ülküsüne yakışır bir şekilde yaşamanın yollarını bulup bundan haz almaktır. Ta ki son nefesini verene kadar. Davaya inanmış insanlar bu fikir yapısını, bu aziz davayı ilerletmekle mesuldürler. Bir yeminleri vardır. Yılmayacağız, yıkılmayacağız mücadelemiz son nefer kalana kadar devam edecek derler. Cennet mekan Başbuğ Alparslan Türkeş Beyin önderliğinde bu devletin bekası devamı için bir çok zorluklara, çilelere gönüllü olarak katlanmışlar, büyük çilelerin çekildiği zindanları inançlarıyla imanlarıyla taş medreselere çevirmiş insanlardır ülkücüler. Vatan sevgisi imandandır diyip vatanları için canlarını seve seve verenlerdir ülkücüler. Ocak terbiyesiyle yoğrulmuş pişmiş bu terbiyeyle hayatlarını dizayn eden insanlardır ülkücüler. Dava arkadaşlarını kardeşlerini ailelerinin bir parçası kabul eden çok büyük bir ailenin bütünüdür ülkücüler. Bir de ülkücülükten geçinenler vardır. Sohbetlerini dinleseniz koca koca ülkü devleri zannedersiniz. Ülkücülerin yaşadıklarını kendileri yaşamış gibi anlatarak camiada yer edinmeye çalışırlar. Sıkıyı gördü mü ara ki bulasın bu zatları. Ülkücülerin siyasi partisi Milliyetçi Hareket Partisidir. Partinin kurucusu cennet mekan Alparslan Türkeş Beyefendidir. Partinin lideride Dr. Devlet Bahçeli’dir. Son günlerde sıkıntılı günler geçiren ülkücüler dışarıdan bakıldığında düşmanlarını, rakiplerinin sevindiriyor olabilir. Tabi bu fikir onları tanımadıklarından dolayıdır. Ülkücüler siyaset adamı değil dava adamıdır. Dava ne alınır ne satılır. İnancını koruyan yeminini hatırlayan davasının ve partisinin peşinden gider. Ülkücülerin evi yuvasıdır Milliyetçi Hareket Partisidir. Bu evin temelini kanla, canla, çileyle, mücadele ile doldurmuşlardır. Ne kominizim bittiğinde bitmiştir Ülkcüler. Ne de Başbuğ Alparslan Türkeş aramızdan ayrıldığında bitmiştir ülkcüler. Tabi ki bir üzüm salkımında çürüyenler olacak. Onlar dökülür yeni filizler doğar ve bu çileli davayı ilel ebet yaşatacak ülkücüler var olmaya devam eder.