Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Ülkücü insan...

ÜLKÜCÜ İNSAN… Liderinin yüreğini yüreğine katar, vatan olur, bayrak olur ve BAKTIĞI YERE BAKAR.


ÜLKÜCÜ İNSAN:
-LİDERİNİN YÜREĞİNİ,YÜREĞİNE KATAR, VATAN OLUR, BAYRAK OLUR, BAKTIĞI YERE BAKAR.

-DEVLET BEYİMİZE İNANCIMIZ TAMDIR VE HER DAİM YANINDAYIZ.

 

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den dikkat çekici “Siyasette normalleşme” açıklaması:

“31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini müteakiben Türk siyasetinde, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyenli yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir.

Zira her şey milletimizin huzurunda gerçekleşmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi iyi niyetli, yapıcı, yol açıcı, millet ve ülke lehine olduktan sonra söz konusu munzam ve muhassıl diyalogları kuşkusuz makul ve mantıklı değerlendirmekten en ufak rahatsızlık duymayacaktır.

Kutuplaşmanın ve kavgaya tutuşmanın sonu ve sonucu asla yoktur.

Kucaklaşmak, konuşmak, milletimizin talep ve sorunlarına müşterek akılla çözüm aramak, bunu da başarmak siyasi partilerin asıl ve öncelikli görevidir.

Elbette buna diyecek veya itiraz edecek halimiz ve hevesimiz hiç olmayacaktır.

Ancak sıcak gündemin üst sıralarına yerleşen temas ve görüşme trafiğinin Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğü de her türlü izahtan varestedir.

Dikkat, temkin ve titizlikle takip ettiğimiz nevzuhur gelişmelerin esrar perdesi aralandığında başka hesapların, alttan alta körüklenen farklı beklentilerin varlığı müşahede ve mütalaa edilmektedir.

Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin normalleşme ve yumuşama ortamına şaşı baktığı, şüpheyle yaklaştığı, hatta zarar verdiği televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından ve gazete sayfalarından devamlı surette ileri sürülmektedir.

İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür.

Milliyetçi Hareket Partisi mezkur davanın 1 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak duruşmasında mutlaka hazır bulunacak, karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır.  

Yurt içi ve yurt dışı menşeli çıkar odaklarının, yıkım ortaklarının, siyasi istikrar muhalifi çevrelerin, bilhassa da Cumhur İttifakı muarızlarının partimizi töhmet altında bırakmak, bir yol ayrımının inşasını sağlamak maksadıyla kesintisiz faaliyet içinde oldukları meydandadır.

Bizim sevdamız Türkiye, mensubiyet onurumuz da büyük Türk milletidir.

Ne yapıyorsak, ne söylüyorsak Türkiye ve Türk milletinin çıkarınadır.

Bu kapsamda siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa;

Bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.

AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir.

Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek, TBMM’de kanun tekliflerine verilen desteğimiz aynen sürecektir.

Kaldı ki Cumhur İttifakı’ndan tavizimiz, geri dönüşümüz, yarı yolda bırakmamız, ilkelerinden ve hedeflerinden cayma göstermemiz mümkün değildir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da şartlar ne olursa sonuna kadar yanında ve arkasında olacağımızı, kesinlikle yalınız bırakmayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeleri, kurduğu ilişki ağlarını, icra ettiği ikili temasları saygıyla karşılıyor, zatı devletlerini daha da rahatlatmak için bir kez daha feragatle hareket edip karşılıksız inisiyatif alıyor ve bu tercihimizi aziz milletimizle paylaşıyoruz.”

                ***********


Bilge Liderin bu açıklaması üzerine bizde deriz ki;
ÜLKÜCÜ İNSAN… Liderinin yüreğini yüreğine katar, vatan olur, bayrak olur ve BAKTIĞI YERE BAKAR.

-Liderimi tanır… Liderimi bilirim. Teşkilatımı bilirim…
-Devlet Beyimize inancım tamdır ve 
her daim yanındayız.

Gerisi "lafügüzaf" yani rahatsız edici gereksiz boş laf…

DEVLET BEY… Aziz Türk Milletinin son yıllarda yetiştirdiği siyaset, hareket, fikir ve dava adamıdır.

Türk’ün muazzam tarihinden kuvvet alarak şanlı ve büyük geleceğine yönelen kutlu hareketimizi;

O’nun üslubundan, O’nun 
geniş ve derin tecrübesi, rahmetli Başbuğumuzun dizi dibinde yetişmesi kültürü ile görmeli ve değerlendirmeliyiz.

Büyük başak tarlaları,alev alev yanarkan, su taşıyıp söndürme yerine, tarla sınırı tartışması yapmak 
o tarlaların tamamının yanması demektir.

Oysa ki…Cumhur İttifakının yaptığı yanan tarlayı söndürmekti.

Bu ittifakı kabullenemeyenler tarlanın tamamının yanmasını isteyen akıl fukaralarıdır.

DEVLET BEY devamlı suyu bulandıran karamsar fitneciler için ne de güzel söyler;

“Bakarsınız büyük dava adamı pozu verirler. Gerçekte koca bir hiçtirler.! İşlettikleri DEDİKODU ŞANTİYESİ, kaynattıkları FİTNE KAZANIDIR.!”

Bizde son 50 yılın siyasi tecrübesi ile deriz ki;
-O neme lazımcı dedikodu şantiyesinde çalışan ensesi kalınlar, erkeğiyle kadınıyla, memleket yanarken bir deste otu yanmayan tiplerdir…

-Hükümetler kurar, hükümetler düşürürler; atar tutar, asar keserler..

-Darbe gecesi saklanırlar…Çünkü bütün dünyaları MASA-KASA-NİSA üçlüsüdür…Ortalık durulunca kahramanca ortaya çıkarlar ve ellerindeki bayrakla kalabalığa karışırlar..

-Söze ‘azizim’ diye başlayıp tarihten, bilimden, edebiyattan, sanattan, dinden, kültürden yüksek yüksek fikirler serdederler..

-Bildikleri içindir ki yeri geldiğinde “VATAN-MİLLET-SAKARYA” nutukları atmaktan bir an geri durmazlar bu vatansever(!) görünen asalaklar!

-Sanırsınız ki ha deyince kendini vatan için ateşe atmaya hazırlar…Oysa ki fitne münafık günümüz Dırar Mescidi mensuplarıdır…Güvenilmez.

-Öze değil kabuğa bakmışlar. Elbette akıl tutulmasına ve teslimiyetçilik girdabına düşmüşlerdir.

-Biliriz ki aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır.

Rabbim bu Necip Millete ve Ulu Devlete “hizmetkâr” olan Devlet Beyimize ve milyonlarca ülküdaşımıza sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİ ve MUHABBETLE
 

YAZARLAR