Hiç kimse kusura bakmasın.
Bazıları da arka mahalle kahvesi siyaseti yapmasın.
Ben ülkücüyüm, mükemmel olana ulaşmaya çalışırım.
Benim oy verdiğim iktidarın bahanesi "ötekilerin beceriksizliği, yanlışı benim yanlış ve beceriksizliğimden daha ileri" duruşu olacak ise, benim verdiğim/verdirdiğim oy muradına ermemiştir.
Günlük, klasik ve bayat politik ifade ve de duruşlar ülkücü bir bedene yakışır mı?
İstanbul'da Ekrem'den ne bekliyordunuz ki “İstanbul'da belediye hizmet ve ürünlerinin fahiş fiyatları”nı biteviye gündemde tutarak, diğer tarafı unutturuyorsunuz. Bağnaz ve çığırtkan politikacılık dava adamına yakışır mı?
Gelin Konya'ya bir bakın bakalım. Konya'da suyu sebil olarak mı veriyor belediye? Birim fiyat güya ucuz ama kademelendirme kurnazlığıyla Türkiye'nin en pahalı suyunu kullananlar arasında Konya'lılar.
Ya iktidar!
Semirtilmiş dağıtım şirketleri eliyle arz olunan kamu ürün ve hizmetlerinin fiyatları ne alemde? Faturalar nasıl geliyor? Sağlık hizmetleri ve ilaç ücretlendirmeleri ne durumda? İnsanlarla dalga mı geçiyorsunuz?
Ülkücü; iyi olanla, mükemmel olanla övünmesi gerekiyor iken "benim kötü yanım daha iyi" avunmasına yöneliyorsa dava adamlığı sakıttır.
Ülkücü güzergah bir reaksiyonu değil, aksiyonu zorunlu kılar. Yani iyiye,mükemmele yönelmek zorundayız, daha az kötü olana değil.
Burada iktidarın bir yanlışını belirtsek -ki son zamanlarda gittikçe de artıyor yanlışları- hemen "CHP gelse düzeltecek mi" savunmasına geçen küt kafa MHP'li falan olamaz. Öyle bir kafayı taşıyan kişi ülkücülüğü, MHP'liliği anlamamıştır. Başbuğ Türkeş'i anlamamıştır.
Tabi böylesine kafalar oldukça iktidar da özellikle ekonomik sahadaki yanlışlarında büyüterek ısrar eder.
Ülkücülük, tüzelliğinin bidayetinden beri hep bir vizyon ortaya koyup, ideallerinin ardında yürümüştür. Ütopya bilinip de bu gün gerçekleşen her şey bir ülkücü vizyon neticesidir. Yani ülkücü hep iyiyi aramak ve övmek zorundadır. Ehveni şer sayılacak nakiselere sarılamaz ülkücü...
Ülkücü İrfan ve feraset, ortalama Türk insanının feraset ve irfanına liderlik yapmalıdır. Yaygın feraset ve irfan olgusunun ardında kalmamalıdır ülkücü. 31 Mart 2024 tarihinde ortaya çıkan iradeyi iyi okumalı,neticenin fehminde olmalıdır ülkücü dava adamı. Dilimizde tüy bitti,müttefiğimizde kapı duvar. Biz de mi öyle olmak zorundayız?
13 Aralık 2024
Halil Kaya