Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun cemaatler için kullandığı bir söz vardı; ”Cemaatler durakta bekleyen yolcuya benzer ilk hangi otobüs gelirse ona binerler!”
Cemaatlerin Türkiye’nin değişken yapısında böyle tavır almaları kendilerince haklı görülebilir..
Peki ya bizim eski Ocak başkanlarına, vekillere, bakanlara, millet veya Cumhur ittifakının içinde yer alan bazılarına ne demeli…
Kimisi Kızılelmayı pazarlar, kimisi ‘Bozkurtu’ pazarlar.
"Bozkurt Kemal" diye slogan atan itleri de gördük ya…
Artık sınırları zorluyorlar…
Bırakın durakta bekleyen yolcu bunlar bildiğiniz otobana düşmüş travesti gibiler…
Önlerine yazmışlar ‘Satılık’ diye her pazara müsaitler…
Ülkücü hareket nasıl bir boşluk içerisindeki böyle tiplere bir dur diyen yok…
Kimi Kürtçülük yapar… Kimi Tunç Soyer’i över..
Ülkücüler davalarına sahip çıkmak zorundadır…
Baksanıza CHP’den milletvekili olabilmek için HDP’ye yeşil ışık yakanlara bile rastlanıyor…
Kısaca Ülkücüyüm diyebilmenin bir bedeli olmalı ve bu yoldan çıkanlara da bir sus diyecek birileri olmalı….
***
Charles da kral olunca bir yerleri kalktı abuk subuk hareketler yapmaya başladı. Camilla'da pamuk prensesdeki kötü kraliçe gibi duruyor.
Sanki aynanın karşısına geçip 'Ayna ayna benden güzeli var mı' diyecek.
Sanki Diana'yu bu uyuttu gibi...
Monarglardan ve oligarlardan hoşlanmam...
Osmanlı vaktini doldurdu ve gitti... Bir daha geri dönmeyecek, onun için yaşasın Cumhuriyet diyoruz...
İngiltere denildimi monarji ve selefi İslam aklıma geliyor... Kısaca sevemedim bir türlü bu sömürgeci devleti...
***
Derviş…
Bak herkes gitmiş…
Çamın kolları yorulmuş bir kez
Anneler, babalar ve erkek kardeşler,
Leblebi tozunun tadını unutmuş...
Dağ eriğinin ekşimesini,
Eğilip çay kenarına
Kana kana su içmeyi…..
Ve ben yaşamayı unuttum.
Köroğlu dağlarının kıyısında
Göçmen kuşlara bırakıp günleri,
Yelkovan ile pazarlığı kaybettim.
Özlemek ile kavuşmak olmuyor…
Ölmek
Kavuşmak mı oluyor!
Ebemgümeçlerinin yeşerdiği bir sabah
Gülümsemek mi toprağa….
