Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


UYUŞTURUCU BELASI…ZOMBİ OLMAK/ İNSANLIKTAN ÇIKMAK!

Her milleti ayakta tutan; -Kendi milli kimliği, dini inancı gelenek ve görenekleri… Bunlar yok oldu mu o millette yok oluyor. Tarih örnekleriyle dolu.


-UYUŞTURUCU BELASI…ZOMBİ 
OLMAK/ İNSANLIKTAN ÇIKMAK!

HER MİLLETİ AYAKTA TUTAN:
-KENDİ MİLLİ KİMLİĞİ, DİNİ İNANCI 
GELENEK VE GÖRENEKLERİ YOK 
OLDU MU O MİLLETTE YOK OLUYOR. TARİH ÖRNEKLERİYLE DOLU.

 

-Geçen gün kanalları gezerken bir özel kanalların birinde (NET) Afganistan’la ilgili belgeseli izlerken yüreğim kanadı, içim burkuldu, havsalam durdu.

-Sonuna kadar izleyemedim... İzlemek için manda derisinden içi taş dolu yürek gerek.

-Bir ülkenin nasıl perişan olduğunu görmek için yıkılmış binalara bakmaya gerek yok.

-Uyuşturucu belasının bir milleti nasıl harap ettiğini  görmek için aşağıdaki fotoğrafa bakmak yetiyor.

 

-Belgeselde yol kenarları, köprü altları, metruk binalar bu insanların meskeni olmuş.

-Uyuşturucu parası bulmak için her şeylerini feda eden bu insanlar artık insanlıktan çıkmışlar, dolaşan ceset yani birer ZOMBİ olmuşlar.

Eroine mübtela olmuş bir kadın burkanın altından şöyle diyordu:
-Hayat dayanılmaz hale gelince bir tanıdığım "Şunu kullan, bütün dertlerinden kurtulursun dedi. Bir sefer kullandım, olanlar oldu, bu hale geldim.”

ABD ve her daim ortağı İngiltere gibi merhametsiz ve vahşi batılı devletlerin bir ülkeyi uykusuzluktan, yorgunluktan serseme dönmüş kişileri nasıl zombileştirdiğini yaşayan ölüler görmek istiyorsanız işgal ettiği ülkelere bakın.

Emperyalizm aynı oyunu işgal ettiği her ülkede oynadı:

-İngiliz, Hindistan’ı işgal ettikten sonra bütün ülke uyuşturucu belasına duçar olmuştu.

-Beyaz adam Kızılderilileri ateş suyuna alıştırdıkran sonra koca kıtanın her şeyini sömürdüler.

-Afrika'nın siyah adamı yerinden yurdundan edilip beyaz adamın  kölesi oldu.

-Afganistan İngiliz, Sovyet ve Amerikan işgalinden sonra insan dahil her şeyini kaybetti. Şimdi de Taliban'ın kıskacında.

“EL EMANİ”…yani hiç bir şeye güveni kalmayan bu ülke uyuşturucu müptelası olunca inançları çıkmaz sokağı girdi. Allah yardımcıları olsun.

Bizim emanimizde din ve devletimizdi. Onun için Osmanlı'da “DİN’Ü DEVLET MÜLK’Ü MİLLET” herşeyin üzerindeydi.

Padişahlar bunları koruyabilmek için:
-Hac ibadetlerinden, 
-Canlarından hatta evlatlarından bile vazgeçtiler.

Hürriyet, eşitlik, dostluk adına ülke gençlerinin dine, devlete ve millete olan itimatlarını yerle yeksan edildi.

İngiliz faytonuna koşulmayı şeref saydılar. Din ve devlete güven gittikçe azaldı. Ardından koskoca devlet çatırdadı.

Yüz yıl geçti,hala toparlayamadık.

Her milleti ayakta tutan;
-Kendi milli kimliği, dini inancı gelenek ve görenekleri… Bunlar yok oldu mu o millette yok oluyor. Tarih örnekleriyle dolu.

Genci alkole, uyuşturucuya alıştır, dinden uzaklaştır, milliyetten kopar, tarihini unuttur, yerli dizilerden yaşam biçimi sun, ahlaki çökert, aileyi yık, cinsiyeti eşitle, fuhşiyatı yaygınlaştır…Pekiiii o zaman toprağı sıksan şüheda fışkıracak olan bu cennet vatan nasıl savunulur acep.?!

O zaman, ülke olarak uyanık olmalıyız…Biz ÜLKÜCÜLERE ve ÜLKÜ OCAKLARI’NA büyük iş düşüyor.!

-Kendine yabancılaşma; milli ölçüyü kaybetme demektir. 
-Milli ölçüyü kaybeden kimse hem iç hem dış politik olayları,
-Kendi milletinin menfaatlerine uygun ayrıntılı düşünmeyen  adam demektir.!

Zamanın İngiltere ve Almanya’nın elinden eteğinden tutanlar, onların ağızlarından çıkacak bir sözle gelecek planlaması yapmak için hazır kıta bekleyenler:
-Dik duramazlar, yerli olamazlar, milli olamazlar, Aziz Türk Milletinin evladı asla olamazlar.

Bugün de aynı tertip sahneleniyor. Milli ve manevi değerlerden uzaklayıp, doğru din anlayışının yerine sözüm ona çağdaş değerlerle uyumlu bir din icad edilmeye çalışılıyor.

Devlete olan güveni yıkmak için her yol deneniyor. Kırkbeş yıldır terörle uğraşıyoruz. Binlerce askerimizi şehit verdik!

Bugün terör örgütünün ardında kimlerin hangi STKların durduğunu görüyoruz.

FETÖ'nün bir neslin aklını ve imanı çalıp kendine bağlı zombiler yetiştirdiğine şahit olduk.

Şerefli asker elbisesi altında millete nasıl kurşun sıktığını, TBMM'yi bombaladığını 15 Temmuz akşamı hep beraber yaşadık.

Tekrar günümüze dönersek…
Beyoğlu’nun arka sokakları gibi Türkiye genelinde hemde muhafazakar olarak bilinen şehirlerinde bile gençlerimiz alkol ve uyuştucu batağında kıvranıyor.

İstanbul’da düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan çok sayıda tanınmış ünlü ismin kanında uyuşturucu madde çıktı.

-Kokain kullanmışınız özel jetiniz olsa n’olçek?! Yani…Rezil, rüsva oldunuz! Daha ne diyem?!

Demek ki neymiş, zenginlik şan şöhret mutluluk getirmiyor! Haz ve tutkuların esiri bir nesil bizi bekliyor.

Her şeyden şikayetçiyiz. Kimse halinden memnun değil. Eskiyle bir kıyaslayalım hayat standardımızı ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Bütün dizilerde hız, haz ve tutkularının peşinde koşan bir gençlik hep örnek gösteriliyor. Aile kurumunu yıkmak için her yol deneniyor. Mor akım LBGT her fırsatta ailenin, meşru evliliğin önüne bir özgürlük alanı olarak çıkarılıyor.

CHP Belediyeleri gibi malum kesimler de bütün bunlara destek veriyor. Ne adına? Özgürlükler ve demokrasi adına...

Her şeyimizi kaybedelim yerine yenisini koruz ama insanımızı kaybedersek bütün bunları yerine koyacak, bayrağı dalgalandıracak, ezanı okuyacak, vatanı koruyacak genç bulamazsak vay halimize...

Bugün Konya seher vaktinde havalar çok soğuktu…Eee olacak…Aralık Ayındayız…

Bugün sabah namazı vaktinde cemaat kalabalıktı…Bazı günler sabah namazında birkaç genç gördüğüm zaman çok seviniyorum. Ruhum Kutup ikliminden; Akdeniz iklimine dönüşüyor.

Evlatlarımız bizlere Allah’ın bir nimeti, gözlerimizin nuru, evlerimizin neşesi, soyumuzun devamı, milletimizin istiklali, ahiretimizin duacısı ve Allah’ın emanetidir.

Onlarla sevinir, onlarla üzülür, onlarla istikbale yürürüz. Onlarında beden ve ruh yapıları vardır.

Beden sağlıklarını en iyi şekilde takip ederken, ruh yapılarınıda inanç ve ibadetlerle, Türk-İslamın temel ahlak prensipleriyle beslemek, anne/baba ve eğitimcilerin ortak görevidir…

Ruh yapılarıda mensubu olduğumuz Türk Milletinin örf ve adetleriyle, milli geleneklerimizle doldurmak zorundayız.

Günlük siyaseti 50 yıllık tecrübemiz ile kaleme dökelim ama  bir öğretmen bir eğitimci olarak sevgili gençlerimizi dini devlet/mülk’ü millet güvencesini KAŞIKÇI ELMASI misali kıymetini ihmal etmeyelim…

Bıkmadan,usanmadan anlatalım…anlatalım…anlatalım.

İnsanoğlu bütün eksiklik ve kusurlarına rağmen ümidini hiç bir zaman kaybetmemelidir.

İnsanın ümitvar olmasının ruh ve beden sağlığı açısından önemi büyüktür.

ÜMİTSİZLİK…İnsanı perişan eden bir duygudur.Dua eden insan Rabbinden daima ümitvardır.

Hayra ve iyiliğe ait ümit ve dileklerinin gerçekleşeceğine inanarak dua edilmelidir. Karamsar duygulardan uzak kalarak dua edilmeli.

Her şeye rağmen…Kelamımızı güzel bir dörtlü ile bitirelim Canlar;

Allah bize yar olsun
Turan iller var olsun 
Bir turkuaz şafakta 
Türkiyem bahtiyar olsun.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER 🌹🇹🇷🌹

20 Aralık 2025

Taş Medreseli Tarih Öğretmeni:
Ali KUZENCİK

YAZARLAR