Dünyada savaşlar uzun zamandır vekalet savaşları üzerinden cereyan ediyor.
Vekalet savaşlarında dış güçler kendi çıkarlarına uygun iç unsurları desteklemek yoluyla kendileri bizatihi bu savaşa katılmadan çatışmaları yönlendiriyorlar. Bu savaş yöntemi hem daha ekomonik, hem kendi insan kaynağını kaybetmemiş oluyorlar, hem de görünürde savaşın tarafı değiller. Vekil güçlerin arkasında her zaman devletler olmak zorunda değil bazen de başka bir örgütün olabildiğini umutmamak gerekiyor.
Bu savaş yöntemindeki temel felsefe cepheye direkt askerini sürmeden, özellikle devlet dışı aktörleri kullanarak ortak çıkar birliğinden de yararlanarak karşıt güçleri yıpratmak ve yok etmektir. Coğrafya takibini iyi yapanlar hangi bölgede hangi güçler tarafından hangi grupların kendi savaşlarına vekil tayin edildiklerini iyi bilirler.
Birkaç örnek verirsek mesele daha da netleşir diye düşünüyorum. Rusya-Ukrayna savaşını ele aldığımızda ABD ve AB, Ukrayna üzerinden Rusya ile bir vekalet savaşı yürütüyor dersek yanlış bir çıkarımda bulunmuş olmayız.
Cephede Ukrayna olsa da tüm alanlarda Ukraynaya verilen destek geleceği kurgulamak adına Batı’nın önemli adımlarından bir tanesi. Veya İran, Hizbullah’ın arkasına saklanarak, ABD ise PKK-PYD’nin arkasına gizlenerek vekalet savaşını yürütmeyi tercih ediyor.
Ortadoğu’da yaşananlara göz attığımızda vekalet savaşları yoluyla dünyanın savrulduğu noktayı daha net görebiliriz. Vekalet savaşlarında ilk adım olarak dünyanın çeşitli bölgelerindeki dondurulmuş krizler bölgesel didişmenin fitili ateşlenerek sonlandırılıyor, yaratıcı kaostan faydalanarak ayrışmaya, karıştırmaya ve çatışmaya yol açılıyor, karşıt eksenler yoluyla iç kırılmalara neden olunuyor. Tüm bu süreçlerden sonra da haritalar yeniden çiziliyor, yönetimler değiştiriliyor ve yeni bir düzen kuruluyor.
Engelleyici direnişin sürdürüldüğü Filistin’de de, espiyonaj faaliyetlerinin üssü Suriye’de de, it dalaşının bitmediği Tayvan’da da, sosyal mühendisliğin merkezi Lübnan’da da, melez stratejilerin hüküm sürdüğü Irak’ta da ve daha nice coğrafyada da yaşananların arka planında bu yaklaşım vardır.
Ülkemizde de dış güçlerin vekil örgütü hüviyeti taşıyan PKK-FETÖ-DEAŞ-DHKP-C ve daha niceleri sahipleri adına terör faaliyetlerine başvurmaktadırlar. İç karşıklık yoluyla önü kesilmek istenen ülkemizde herkes bu hususlarda tuzağa düşmeyecek kadar uyanık olmak zorundadır.
Yine bir başka boyutuyla devletimizin ulusal çıkarlarımız adına bölgemizde çeşitli milis güçleri desteklemesi, bazı vekil güçleri kullanması jeopolitik katmanda değerlendirildiğinde bir gerekliliktir, zorunluluktur.
Duamız odur ki; dünyada cereyan eden bu vekalet savaşları sonunda oluşan yeni düzen Ülkemiz, Türk-İslam alemi ve mazlum milletler lehine olur İnşallah…