Yalan söyleyeni çok olan bir toplumdan, iftiralar, düşmanlıklar ve anlaşmazlıklar hiç eksik olmaz. Yalan, insanların birbirine düşmesine, toplumdaki ahengin bozulmasına sebep olduğu için, çok çirkin bir fiil olarak kabul edilmiştir.
Ayet: “Eğer yalancı ise yalancılığı kendi aleyhinededir... Allah, haddi aşan yalancıları doğruya ulaştırmaz. (40/28)”
Dinimiz, yalan söylemeyi ve iftirayı haram kılmış, dünyada da ahirette de huzur, mutluluk ve kurtuluşun doğru söylemekte olduğunu bildirmiştir. Çünkü yalan zırhı nefsin işlediği kötülükleri örter ve yeni kötülüklere başlangıç zemini hazırlar.
Hadis: "Kalp, doğruluktan huzur, yalandan ızdırap duyar", "Yalan ile iman bir arada durmaz" buyurarak mümine yalanın yakışmayacağını vurgulamıştır.
Kişi yalan söylediği zaman, yalanının er geç meydana çıkacağını bilmelidir. Kişinin yalancı olduğu bir kere anlaşıldı mı, söylediği doğru sözlere de, artık kimse inanmaz.
Atalarımız: "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" derken ne güzel söylemişlerdir. Allah, yalancıları doğruya ulaştırmaz. Yalan kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür…
Kötülüklerin başı olan yalancılığı adet haline getiren nefs, en büyük sapıklığın içindedir ve hiçbir zaman doğru yola ulaşamaz.
Hadis: “Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk, insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Yalandan kaçının. Zira yalan, insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. İnsan, yalan söylemeyi terk etmedikçe, hakiki mümin olamaz.”
Haram giren vücut hastalanır,
Nefsine uyan kişi sakatlanır,
Dilini tutmayan hataya düşer,
Dinlemesini bilmeyen cahil kalır,
Aklını kullanmayan hayvanlaşır, makam-mevki kapıp unutur kendini, Allah'ı, Kur'an-ı bilen kurtulur, büyüğünü-küçüğünü bilen saygın olur, el-etek öpmeyen onurlu kalır…
Ayet: “Yalanı ancak, Allah'ın ayetlerine inanmayanlar uydururlar. Yalancılık edenler onların ta kendileridir. (16/105)”
Kötülük yaptın mı kork! Çünkü o bir tohumdur! Allah yeşertir karşına çıkartır. İyi insanlar cennete gider denir, ama iyi insanlar nereye giderse gitsin cennet orası olur.
Tasavvuf ehli; “Emmare nefsin (nefsin en kötü hali) yalandır, önce o terkedilmelidir” diye vurgulamışlardır.
Münafık, kalbiyle dili arasında ihtilafa düşendir!
Müptezel, insani ve vicdani değerleri iflas edendir!
Mürai ise yalanı meslek edinendir!
Sahtekarın dürüstlük masalı münafıklık, haininin masumluk anlatısı müptezelliktir.
Allah bizleri şerlerinden korusun.
Ayet: “Deki içinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir.”
İnsanın vicdan kürsüsü geveze ağzı değil suskun kalbidir.
Nereye gidersek gidelim bulacağımız aydınlık kalbimizle kavilleşmiş akıl aydınlığıdır.
Kalbin iki tarafı vardır: Birisiyle acı çeker, diğeriyle ümit ederiz.
Dilerim ki, acılarımız eksilsin, ümitlerimiz yükselsin.
Zakir Tercan