Şahin ESENDEMİR / KUŞAK FARKI


YAŞLILIK, KADER Mİ, GELECEĞİMİZ Mİ?

Sevgili gençler! Varacağımız yer "İhtiyarlık Durağı." Aman ha, parkta ayakta kalmış bir yaşlıya, otobüsteki zavallı bir ak saçlıya;siz siz olun yer verin..


Neden yaşlılarımız, soğuk da olsa parklarda vakit geçirir, bilir misiniz? 
Ya çoğu eşini kaybetmiştir, yol arkadaşı yoktur,  belki de yalnızdır! 
Büyük bir olasılıkla, tek başına yemeğini yapacak, çayını demleyecek durumda da değildir! 
Ya gelininin yada damadının yanına sığınmıştır; kimbilir çaresizdir belki de..

***

Bedeni de ve ruhu da artık eskimiştir; gerilemeye başlamıştır.. 
Artık uzuvları "görevini yapamaz" hale gelmiştir;
Dermansız, çaresiz, mahsundur!..
Yüreği yumuşamıştır;
Gözyaşları, kipriklerinin kenarında hazır bekler..
Uzakta, gurbetten geleni görse; o yaş akar, dökülür hemen!

 

***

Bu çağa gelmeyi başaranların elde olmayan ayıp sanılacak hareketleri de vardır..
Bir çoğu sofrada yemeğini üzerine döker, takma dişi ağzından çıkar, dişi gıcırdar.. 
Damadın, gelinin, oğlunun, kızının, torunların küçük bir sözü  bile gücüne gider!
Üzülür, gözleri dolar, yutkunur!

***

İçine atar acısını, çaresizliğini!
Sessizce, ezilerek  sofradan çekilir, usulca..
"Baba niye kalktın, doymadın ki!" der, kızı, oğlu.. 
"Doydum yavrum, doydum. Siz devam edin" der! 
Der demesini de, yüreği hüzünle dolmuştur dedenin!
"Allah'ım beni niye görmüyon,  benimde canımı al!" diye dua eder içinden.. 
"Canının alınmasını Allah'tan istemek, yalvarmak" duaların en son noktası değil midir?

***

Sonunda o yaşlı adam yine usulca kendini kapıdan dışarı atmanın hesabını yapar;
İnceden inceye, iç çeke çeke!
Ne desin? 
"Yavrum biraz hava alayım. Ben yavaş yavaş dışarı çıkayım" diye fısıldar, çıkar bir parka gider, oturur..
Tanımasa da selam verip yanaşır, diğer yaşlının yanına.. 
Küçücük bir park, bir ağaç altı, bir tahta banktır onların sığınacağı,  ısınacağı yer.. 
Yüreğine ferahlık bulacağı bir erken cennet!

***

Emekli maaşı varsa, bir nebze iyidir ötekilerden..
Gelininin, damadının ihtiyacı da varsa, "maaşın hatırına" ilgilenirler az da olsa;
Ya yoksa?
Yeryüzünün en sevimsizi, en istenmeyeni o olur!..

***

Sevgili gençler!
Varacağımız yer "İhtiyarlık Durağı." 
Aman ha, parkta ayakta kalmış bir yaşlıya, otobüsteki zavallı bir ak saçlıya; siz siz olun yer verin.. 
Eleştirmeyin!
O yaşlara siz de gelecek, siz de sınanacaksınız!
Hep beraber bir sınav halindeyiz, son nefese kadar unutmayın.. 
Tanıdığınız  bir yaşlı görünce önce  selam verin, sohbet edin. Durumuna göre bir çay, bir çorba ikram edin..
Hem de saygı, sevgiyle ve kırmadan..
Yakın bir gelecekte onun yerinde kendinizin de olacağını unutmayın..

Ulusal Yaşlılar Haftası'nı yaşıyoruz, gerçek gibi yaşayalım!

YAZARLAR