Yazmayı çok seviyorum.
Bütün sıkıntılarıma rağmen vaz geçemiyorum.
Belki de hayata tutunma sebebim yazma.
Keşke vaktim ve imkanım olsa her gün bir makale yazsam yılda en az bir roman, bir şiir kitabı çıkarsam.
Ama hayat şartları buna müsaade etmiyor.
Yine de yazıyorum...
Yazarlıktan bu güne kadar bir kuruş kazancım olmadığı gibi kimseye eyvallahı olmayan cümlelerin altına imza attığım için çokta zarar gördüm...
Yazdığım makaleler ulusal basında yer almıyorsa tek sebebi, Türkçü bir bakış açısı olan yazar olmamdandır.
Hiç bir ücret almadan ve kısıtlı imkanlar altında yazmama rağmen google raporlarına göre makalelerimin tirajı, parti veya cemaat desteği alan yazarların bazılarını 10'a, 20'ye katlıyor.
Okunma oranı bizim 10`da birimiz olan bir çok yazar ayda 10 bin dolarlardan başlayan maaşlar alarak her gün yazılı ve görsel medyada "Aydın" ve “Gazeteci Yazar” olarak arz-ı endam ediyorlar.
Bu zevatlar sonra Türkiye'nin ve partilerin gündemini belirliyorlar.
Olsun biz gündem belirleyen değil, gerçeği terk etmeyen duruşumuzdan asla vaz geçmeyeceğiz.
Biz fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olarak yazmaya devam edeceğiz..
Buda bizim manifestomuz.
Ayrıca bizi okuyanlara sonsuz teşekkürler.
Unutmayın kalem gerçekten kılıçtan keskindir.
Saygılarımla
Selçuk Düzgün