Selçuk DÜZGÜN / DÜZGÜN'CE


Yazık ki, ne yazık...

İran'ın batının uç karakolu olduğunu söylediğimizde bize şaşkınlıkla bakanlara bir kaç dip not düşelim!


Türkçede "Acem oyunları..."  diye bir terim vardır... Olay tam da o...

Türklerde de  "Acem Oyunu"  oyunu diye bir tabir vardır... 

Bu tabir de  İranlıların çevirdiği entrikalara verilen isimdir.

Dünya İran'ın üzerine yoğunlaşmış.

Niye?

İsrail’i vuracak, İslam aleminin kurtarıcısı olacak diye...

Gerçekten öyle mi demeye kalmadan balon patladı...

İran'ın batının uç karakolu olduğunu söylediğimizde bize şaşkınlıkla bakanlara bir kaç dip not düşelim!

ABD'deki 11 Eylül 2001 saldırları sonrası Amerika, El Kaide üzerinden hedefe koyduğu Afganistan'daki Taliban rejimine savaş açtı.

ABD öncülüğünde koalisyon güçlerinin günler süren bombardımanı bir sonuç vermeyince devreye İran girdi ve Kuzey itifakı denilen kuzey cephesinden her türlü silah ve muhimat desteğiyle saldırıya geçildi. 
Kuzey İtifakının başında da İran yandaşı Burhanettin Rabbani bulunuyordu. 
Amerika'nın deviremediği Taliban'ı İran'ın desteğiyle Kuzey İtifakı devirdi.

Daha sonra ABD öncülüğünde Koalisyon güçleri Irak'ı hedef aldıklarında yine en büyük desteği İran'ın etkisindeki milislerden görmüştü.

İran'daki en büyük din adamı Ayetullah Ali Sistani açık açık koalisyon güçlerine desteğini ilan etmişti.

ABD, Irak işgali sonrası El Ambar bölgesinde bulunan müslümanlara olmadık işkenceler yaparken, kadınlarına tecavüz edilirken katil ve tecavüzcü askerlere en büyük desteği yine İran'ın güdümündeki güçler vermişti.

ABD, Irak işgali sonrasında hep hedef yaptığı ülke İran'a saldırmak yerine Suriye'ye saldırmak için hazırlık başlattı.

O zaman buna kalkan olan ülke Türkiye oldu.

O dönemde Irak sınırı boyunca devasa askeri yığınak yapan Türkiye'nin hedefinde PKK olduğu söyleniyordu.

Tanklar, ağır toplar, savaş uçakları ve helikopterlerle desteklenen en az 60.000 asker, Irak, İran ve Türkiye sınırındaki sarp Kandil Dağlarında yer alan PKK kamplarını vurmak üzere toplanmış diye haberler yapılıyordu.

Ama bu kadar yığınak PKK'yı vurmak için yapılmamıştı.

Türkiye ABD ve koalisyon güçlerine; "Siz Suriye'yi vurursanız bende Kuzey Irak'a girerim" diye tehdit etmişti.

Ve bu tehditler sonuç vermiş, Akdeniz'e kadar gelen ABD savaş gemiler savaşa girmeden geri dönmüştü.

Bütün bunlar yaşanırken İran, İsrail'i her zaman vurmakla tehdit etmiş. İsrail'e karşı savaşan Hizbullah'a askeri eğitimden silaha kadar her şekilde destek vermişti-veriyor.

Bunun yanında Filistin İslami Direniş Hareketine (HAMAS) de destek vermiş ve bununla İslam dünyasının sempatisini kazanmıştı.

Düne kadar bütün İslam aleminde semparti ile bakılan İran'ın, çevirdiğinin Acem oyunu olduğunu, Esad'ın katliamlarına destek vererek gösterdi.

Bu desteğini Hizbullah'ı Suriye'deki savaşa sürerek katliamlar gerçekleştirmesiyle sürdürdü.

Son olarak çevirdiği acem oyunlarını gizlemeyen İran, bu sefer yine İsrail'in karşısına dikildi....

Sonuç!?

Fiyasko.

Sebep!?

Yarım yüz yıldır batının gizli probagandası ile İslam dünyasının lideri gibi görünen veya kasten gösterilen İran siyonizmin karşısında madara oldu.

Şimdi varın İslam dünyasının psikolojik halini tedavi edin.

Yazık ki, ne yazık...

Tek güvencemiz ve ruhani tesellimiz;
öldürülen her çocuğun ahı zalimi ve zalime hizmet edeni mutlaka bulur.

YAZARLAR