Yaşanan her doğal afetten sonra benzer bir manzara ile karşılaşılıyor.
Bir taraf canını hiçe sayıp yardıma koşuyor, orman işçisinden itfaiyeciye, güvenlik güçlerinden gönüllüye kadar herkes aynı safta buluşuyor.
Diğer taraf ise yaşananları fırsat bilip kaos tüccarlığına soyunuyor.
***
Kaos tüccarları için deprem, sel, yangın hiç fark etmiyor.
Nerede bir felaket varsa onların gözünde fırsat parlıyor.
Milletin yarasına merhem olmak yerine, yaralara tuz basmak için sıraya giriyorlar.
“Devlet nerede” klişesiyle başlatılan dezenformasyon turu, akıl ve izan dışı iddialarla sürdürülüyor.
Halkı devlete karşı kışkırtmak amacıyla sosyal medya silah gibi kullanılıyor.
***
Her yalanı bir öncekinden daha rezil olan bu güruh, hiç durmadan provokasyondan provokasyona koşuyor.
Devamlı karamsarlık pompalanırken, aslında devlete ve millete ne kadar şaşı baktıkları ortaya koyuluyor.
Böylece kimin safında durduklarını, kime hizmet ettiklerini gözler önüne seriyorlar.
***
Yani bunlar öyle rastgele davranmıyor.
Onlar bu hallerini “Dünyanın en doğru işini yapsa da, bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok” cümlesiyle açıkça itiraf ettiler.
Ayrıca en meşhur gazetecilerinin ağzından dökülen “Erdoğan’ın gitmesi için büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, büyük başka bir doğal felaket lazım. Çok büyük sel, çok büyük yangınlar. Ama bir orman yangını değil, ülkenin her tarafını yakan o kadar büyük yangınlar” sözlerine ses çıkarmayarak iç dünyalarını da ifşa ettiler.
Yangından, selden, depremden sonra bu felaketlerin içinden nasıl siyasi rant devşireceklerinin telaşına düştüklerini daha önce çok kez gösterdiler.
***
Muhalefet olmanın adını her şeye karşı olmak koydular.
Muhalif olmayı devleti aşağılamaktan, kurumlarını itibarsızlaştırmaktan ibaret sandılar.
Haliyle muhalif olmak ile ülkesi ve milletine karşı olmak arasındaki o ince çizgide gidip gelmekle yetinmediler, o çizgiyi fersah fersah aştılar.
***
Senin, benim, bizim ciğerlerimiz yandı, onlar ise el ovuşturdular.
Bir ağacın, bir ormanın değil, bir ülkenin yanmasından medet umdular.
Onlar açısından Yeşil Vatan, Mavi Vatan fark etmedi, çünkü vatan nedir bilmediler…