Dr. Ali GÜLER / TARİH

Tarih: 13.06.2022 17:51

YUNANİSTAN: BÜYÜK İDEALİN KÜÇÜK OYUNCUSU

Facebook Twitter Linked-in

Yunanistan, ABD ile Ekim 2021'de Washington'da imzaladığı Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması'nı 12 Mayıs 2022 tarihinde parlamentosunda onayladı. Güya taraflar, anlaşmayla, savunma alanındaki iş birliğini derinleştirme ve genişletme kararı almış oldular. ABD ile Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması, ABD'nin Yunanistan'da 3'ü yeni olmak üzere 4 üsten faydalanmasına imkan sağlıyor.

Önceki 5 üsle birlikte Yunanistan’daki ABD üslerinin sayısı 9’a çıkmış oldu. Yunan basınındaki haberlere göre ABD’nin Yunanistan’dan talebi, ABD askerlerinin konuşlanacağı yerleri 20’ye çıkarmak. Bu tablonun askeri strateji açısından bir tek anlamı vardır: Yunanistan resmen ABD’nin işgali altına girmiştir. Yunan siyaseti, demokrasisi her türlü küresel müdahaleye açık hale getirilmiştir.

Bakalım Yunan halkı, Başbakan Kiriakos Miçotakis iktidarının ülkeyi içine soktuğu bu durumdan hangi ağır bedelleri ödeyerek çıkacaktır? Küresel emperyalizmin nüfuz mekanizmaları düşünüldüğünde, dahası kurtulmak istediğinde kurtulabilecek midir?

Yunanistan’daki bu ABD yığınaklanmasının hedefinin ne olduğu önemlidir. Fakat o ayrı bir yazı konusudur. Biz bu yazımızda tarihin “şımarık çocuk” olarak kaydettiği Yunanistan’ı az bilinen yönleriyle tanıyalım istiyoruz. Tanıyalım ki, son gelişmeleri daha iyi anlayalım.

Resmi adı, “Helen Cumhuriyeti” (Yunanca Ellas ya da Eleniki Dimokratia) olan Yunanistan’ın yüzölçümü, hukuksuz olarak elinde bulundurduğu adalarla birlikte 131.957 km2'dir. Yani Mavi Vatanla birlikte düşündüğümüzde 1 milyon 245 bin km2 olan Türkiye’nin onda biri kadardır.

İlk kurulduğu zaman Yunanistan’ın yüzölçümü 47.516 km2 iken; 1878 Berlin Antlaşması ile Yunan toprakları 50.211 km2’ye, Birinci Balkan Savaşı sonunda imzalanan 1913 Londra Antlaşması ile 97.237 km2’ye, İkinci Balkan Savaşı sonunda imzalanan 1913 Bükreş Antlaşması ile 102.730 km2’ye, 13 Şubat 1914’te yapılan Londra Konferansı sonunda 18.311 km2’ye, Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Neuilly Anlaşmaları ile 129.880 km2’ye ve 10 Şubat 1947’de imzalanan Paris Antlaşması ile 131.957 km2’ye ulaşmıştır.

Yunanistan, topraklarını, Türkiye aleyhine yüzde 278 oranında büyütmüştür. Ayrıca Yunanistan bu büyümesini, hiçbir askeri başarı elde etmeden, İngiltere ve Rusya başta olmak üzere batılı devletlerin desteği ile barış antlaşmaları esnasında sağlamıştır.

Yunanistan’ın yayılmacı emellerinin dayanak noktasını teşkil eden “Megali İdea” bugüne kadar iki büyük başarısızlık göstermiştir. Bunlardan birincisi, Türk Kurtuluş Savaşı ile 1922’de Yunanlıların Anadolu’dan uzaklaştırılması, ikincisi ise, 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakının önlenmesidir.

Türklerin “Yunan, Yunanlı, Yunanistan” (Bu isimler İonya’nın bozulmuş şekilleridir) olarak adlandırdığı bu topluluk ve ülkeye Batılılar, “Greek, Greece, Grecque, Grece, Gr,sche (Griechin), Griechenland” derler. Yunanlılar da kendilerini “Ellinas (Ellin)-Ellindha (Ellinis)” şeklinde adlandırmakta, ülkelerine de “Ellas” demektedirler. Bu kelimeler, “Hellen, Hellenas, Hellas” sözcüklerinin okunuş şekli olup, Yunanlıların kendilerini “Hellen milleti” olarak adlandırmaları, “Yunan bağımsızlık hareketi” olarak ifade edilen, Osmanlı Devleti'ne karşı Rusya desteğinde bir “isyan” hareketi olan 1821 Mora Ayaklanması’ndan sonradır.

Greece adının kökeni, Latince Graeci’ye dayanır. Konuyla ilgili fazla bilinmeyen bir dipnot verelim: Günümüzde Yunanistan’ın hamiliğini üstlenen Fransızların dünyaca ünlü ansiklopedileri Larousse du XX. Sicle’a göre “Grec, Greque” sözünün anlamı ise şu şekildedir: “Çıkarı için anasını satar, kurnaz ve sinsi, düzenbaz, dümenci, üç-kâğıtçı / düzenbaz, dolandırıcı, hinoğlu hin, edepsiz / dolandırıcı / bilhassa oyunda: Hilekârları kulüpten kovmak.” (C: I., 1930, s. 867). Batılıların gözündeki Yunanlı algısı işte budur. Yunanistan, ciddi uğraşlar vererek ve büyük paralar ödeyerek ansiklopedilerden bu “Grec” tanımını çıkarttırmıştır.

Yunanistan’ın nüfusu 2022 yılı itibarıyla yaklaşık 10,3 milyondur. 2020 yılı rakamlarına göre nüfus artış oranı, yıllık değişim itibarıyla -% 0,1’dir. Yani ölümler doğumlardan fazladır.

Devlet olarak 1830’da tarih sahnesine çıkan modern Yunanistan, farklı medeniyetlerin ve halkların ayrı etkilerinin bir toplamıdır. Bu etkiler, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan, Yakın Doğu’nun tüccarlarından, Fransa, Venedik ve İtalya’dan, ülkeye yerleşen ve burada hâkimiyet kuran Makedonlar, Slavlar, Arnavutlar, Türkler, İtalyanlar ve İngilizlerden gelmiştir. Nüfus çoğunluğu (yaklaşık yüzde 95’i) Greklerden oluşmaktadır.

Yunanistan’da resmî devlet politikasınca “Helenleştirildikleri” düşünülen, dil, din ve kültür bakımından Grek unsurdan ayrılan azınlıklar veya etnik gruplar bulunmaktadır: Ulahlar, Türkler, Pomaklar, Gagauzlar, Çingeneler, Arnavutlar, Makedonlar, Bulgarlar, Ermeniler, Masedler (Rumanian Macedo), Meglenler (Rumanian Megleno), Sırplar, Hırvatlar, Karamanlılar (Ortodoks Karamanlı Türkleri), Pontuslular (Pontic, Karadeniz Bölgesi'nden mübadeleye tabi tutulan Rumlar).

Ne var ki, Yunan hükümeti, etnik ya da kültürel değil, sadece dini bir kimliğe sahip olan azınlıkları tanımıştır ve bu azınlıklara yapılan muamele de uygulamada, Ortodoks Kilisesi’ne bağlı Grek yurttaşlarına yapılan muamele ile aynı değildir. Özellikle, statüleri Lozan hukukuna göre belirlenmiş olan Batı Trakya’daki Müslüman-Türk azınlığın hakları her zaman farklı gerekçelerle çiğnenmektedir. AB üyesi Yunanistan, AB İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuyla ilgili kararlarını bile uygulamamaktadır.

Yunanistan’da, esas unsur Yunanlıların konuştuğu Yunancadan başka bir dil konuşarak farklılaşan toplam 14 ana grup bulunmaktadır. Bir başka deyişle, Yunanistan’da, 1992 tespitlerine göre, Yunanca ile birlikte toplam 15 adet dil konuşulmaktadır. Bu grupların anadillerini öğrenmeleri ve konuşmalarında büyük sorunlar yaşadığı bilinmektedir.

Hem etnik hem de dil grupları açısından bakıldığında Yunanistan’ın insan hakları karnesi zayıflarla doludur.

Yunan’ı ve Yunanistan’ı tanımaya ve ne yapmaya çalıştıklarını tarihi süreçteki gelişmelerle birlikte anlamaya devam edeceğiz.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —