Halen Türkmenlerin yaşadığı “Çermik”li Ziya Gökalp’in soyuna şeceresine dair yapılan Kürtlük-Türklük tartışması, basit bir iddialaşmadan kaynaklanmıyor.
Bir deli cehalet kuyusuna bir taş atıyor, sonra kırk akıllı onu çıkarmaya çalışıyor.
Peki taş çıkmasa ne oluyor? İnanmayacaksınız, ama…
Taş kuyuda apse yapıyor.
Konunun apse yapmış , enfeksiyonlu kısmını bilmeyen Kürt kardeşlerimiz, alınıyor.
“Kürt olsa ne olur?
Niye? Böyle bir mütefekkir Kürt olamaz mı yani?” diye gönül koyuyor.
Mesele Türklük-Kürtlük değil arkadaşlar!..
Bir suredir beyni apse yapmış bazı sözde İslamcılarda bir “Moiz Kohen edebiyatı” almış yürüyor.
“Türkçülüğü telif edenler zaten dışardan gelmişti, yabancıydı, Ziya Gökalp de Kürttür, Türkçülüğü, Kürtleri Türklerden ayırmak İçin kaleme almıştır!..” gibi iğrenç iddialar ortaya atılıyor.
Tekin Alp (Moiz Kohen) mevzuu ayrı mesele de…
Haklı ve doğru olduğu her vesileyle ispatlanmış, İslam’a, müşterek tarihe ve etnik kültüre saygılı, Kürd’ü Çerkez’i, Arnavut’u, Laz’ı- Gürcü’yü (tıpkı Ziya Gökalp gibi) kendinden bilen yapıcı ve birleştirici Türk Milliyetçiliğinin fikrî sıhhatine zarar vermek için yapılan bu hücumlara hiç olmazsa böyle tekziplerle karşı koymamız gerekiyor.
Bugün “Kürt” diyor, yarın “gizli Kürtçü” diyor, öbür gün “Kripto Ermeni” deyip, Ziya Gökalp’i bizimle hiçbir bağı bulunmaya Moiz Kohen’in yanına koyacak!
Böylece biz de çakalın muradına göre yanlış adamların peşinden giden bir “enayi sürüsü” olacağız!
Yani mesele Ziya Gökalp’in etnik kimliğini tavzih etme, bununla gururlanma meselesi değildir.
Türk Milliyetçiliğini ve tarihi hakikatleri, çakal ısırığından, fikrî enfeksiyondan koruma meselesidir.
Alıngan arkadaşlara ve Gökalp’in toprağı Kürt kardeşlerime izah etmek istedim.
Saygıyla.
Şükrü Alnıaçık . /
18 Eylül 2023
