Can arkadaşlarım!
Uzunca bir zamandır bu ortamlarda "ana dilde eğitim" konusunun bir milli tehdit olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. Bazılarınız bunu önemsemedikleri gibi, kimileriniz de bu çırpınışlarımdan MHP veya Sayın Genel Başkanımıza bir muhalefet duruşu zannı oluşturmaya çabalıyorsunuz...
Kimileriniz bu anadilde eğitim konusunu da önemsemiyorsunuz. Bazı bölücü yazar çizerlerin propaganda ettiği gibi "yabancı dilde öğretim " önem ve ağırlığına inandırmışsınız gibi kendinizi.
Önünüze bir dünya haritası açınız, inceleyiniz. Coğrafi olarak risk taşımayanı olduğu gibi, siyasal açıdan netameli ülkeler de göreceksiniz. Bunların çoğunda on farklı ana dilde eğitim de yapsanız bu sadece farklı dillerde sıradan bir eğitim çeşitliliği olur.
Ancak; netameli coğrafyalarda ve de dünyanın en netameli coğrafyası olan Türkiye'de "ana dilde eğitim" doğrudan bölünmeye açılan han kapısı gibidir.
Gözlerinizi kapayın ve mesela Güneydoğumuzda eğitimin kürtçe yapıldığını hayal edin ya da gözünüzü açın, o muhtemellere dayalı bir projeksiyon oluşturun. Ne göreceksiniz? Ondan sonra kıymetli fikirlerinizi serdedin.
Bunun telaffuz edilmesi bile ihanet yoluna taş döşemeye benzer.
Bu tehditin önemsenmesi gerektiğini vurguluyor, o nedenle gündemde tutuyorum. Öyle bir tehditin uzun olmayan bir vadede müzakere zeminine taşınacağı endişelerimi güçlendiren emareler izliyoruz. Şimdiden gücüm buna yettiği için ikaz ödevimi yerine getirmeye çalışıyorum.
Bazı arkadaşlarım hemen "yok öyle bir şey" diyerek cevaba yeltenecekler ama onlar yetkisizdirler. Onların vereceği güvence eski Türkçe'ye göre keenlemyekundür. Yetkisi olanlar ilk dört madde konusunda kamuoyunu rahatlatacak güvenceleri verdiler. Ama bu "ana dilde eğitim" konusunda rahatlayacağımız bir teminat sözü duymadık. O sözü duyduğumuz anda mutmainlik ölçümüz biraz daha anlama kavuşacaktır.
27 Temmuz 2025
Halil Kaya