02 Aralık 2025
Köşe yazarı

Kongreler Partisi unvanının açık ara sahibi olan CHP’de, hafta sonu bir kongre daha geride kaldı.
Özgür Özel, iki yıl gibi kısa bir sürede dördüncü kez genel başkanlığa seçildi.
Yıllardır “tek adam” eleştirisini dillerinden düşürmeyenlerin kongre öncesi “tek aday” üzerinde koşulsuz anlaşmış olmaları, doğal olarak kongre günü dikkatlerin yeni parti programı ve parti meclisi seçimlerine çevrilmesini sağladı.
***
Önceki kongrelere benzer şekilde son kongrede de Türk ve Türkiye düşmanı yabancı başkentlerin takdirini kazanma telaşı yine sahnedeydi.
Ancak bu kez bir adım daha ileri gidildi.
Kongre, Almanya Şansölye Yardımcısının video mesajıyla açıldı.
Özü AB ve ABD ile bütünleşmeden ibaret olan yeni parti programı dikkat çekiciydi.
Buna ek olarak geliştirilen “ülkemize güneş batıdan doğacak” söylemiyle emperyalizme göz kırpmanın çıtasını en üst seviyeye taşındı.
***
Parti meclisi seçimi üzerinden ise tam bir cambaza bak oyunu oynandı.
Özgür Özel’in listesi firesiz seçildi.
Parti meclisinde sözüm ona ekonomiden dış politikaya, güvenlikten sağlığa alanında uzman isimler vardı.
Fakat bu isimlerin hangi projelerle CHP’yi iktidara taşıyacağı konusuna hiç girilmedi.
80 kişinin yer alacağı parti meclisi adaylığına 145 başvurunun olması CHP’ye rağbeti gösterse de, parti meclisinde yer alan isimler sosyal, milliyetçi, muhafazakâr ve Kürt demokrat tanımlarıyla pazarlandı.
Vitrine “Türkiye İttifakı” olarak dizildiği söylenenler arasında nedense numunelikte olsa bir Atatürkçü yer alamadı.
***
Peki, bu cambaza bak oyunu neden oynandı?
Bu oyunun tek amacı, sokaktan beslenip yabancı başkentlerden medet umarak iktidara gelmenin yollarının aranmaya devam edileceğini milletin gözünden kaçırmak mıydı?
Bence değildi.
CHP kongresinin arka planında dönen dönme dolapların deşifresi için tek bir ayrıntıya odaklanmak yeterliydi.
Çünkü bana kalırsa CHP’nin son kongresindeki her şey, “Türkiye için Özgür gelecek” sloganının yazılı olduğu pankartın ardına saklandı.
***
Kim ne derse desin…
O pankart, Özel’in uzun süredir sahte sahiplenmelerle adım adım yürüttüğü İmamoğlu’na karşı kendi elini güçlendirme operasyonu nihayete erdirmeye yaklaştığını gösteriyordu.
İmamoğlu’na yakın isimleri dışlayamayan Özel, üye sayısını 60’dan 80’e çıkararak kendine yakın isimleri parti meclisine sokmayı başardı.
Böylece kukla, kuklacısının baskılarından kurtulabilmek adına önemli bir hamleyi daha tamamladı.
Geriye sadece Özgür Özel’i “kazanacak aday” diye pazarlayacak anket şirketlerini bulmak kaldı.