Türk gençliğinin yetiştirilme usulleri üzerine nice fikirler sunulmuştur.
Kısa ve öz diyoruz ki…
Eğitimde herkes herşeyi okumak zorunda değil. Yeteneklerine göre eğitimin üst aşamalarında okuma hakkı kazananlar için daha büyük emek verilsin…
Hayatının hiçbir yerinde ve hiçbir döneminde yabancı dile ihtiyaç duymayacak ve öğrenme becerisi olmayan bir çocuğa, bir gence yabancı dil dersi verilmesin. İleride ihtiyaç duyarsa kendi emeğiyle öğrensin.
Çocuklarımız asla kuş gibi uçmaya, balık gibi yüzmeye mecbur değildir ... Önce insan olduklarını fark ettirmeliyiz. Ailelerin aşırı beklentileri; yavrularımızın özgüveni eksik, devamlı kaygılı, kendi düşüncelerini sunmaya çekinen, pısırık biri olmalarına yol açıyor. Böylece var olan istidatlarının, melekelerinin, kabiliyetlerinin, hünerlerinin yahut becerilerinin de kaybolmasına sebep oluyor...
Okulların duvarına şu yazılmalı:
"Bu okulda hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş da yüzmeye zorlanamaz!"
Binaenaleyh çocuklar kuş da değildir, balık da…
Teknofest Gençliğinin hayali ve icatları, icraatları geleceğimiz için büyük ümit veriyor.
Teknolojide ümitvârız da okumayı, yazmayı, sanatı, zanaati, ziraati, çifti çubuğu da çok iyi yapanlar olmalı…
Çok güzel Türkçe konuşan ve yazan; edebiyat, medeniyet, sanat, felsefe, sosyoloji, ilahiyat ve musiki alanında yeterli ve yetenekli, mükemmel yabancı dil bilen, stratejik düşünme becerisine sahip gençliğe ihtiyaç var... Hem de çok...
Hepsinden önce de edep... İlla edep illa edep...
Ehl-i diller arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illâ edep illâ edep
Muhittin Gümüş
04.09.2025
Bişkek/Kırgızistan