Hani bizlerde derlerya kırıklık olduğu zamanlarda.
Sorarlar nasılsın diye sende nazlı nazlı.
Hiç tadım tuzum yok dersin gözlerini kaydırarak baygın baygın..
İşte öyle bir şey.
Benimde hiç tadım tuzun yok son zamanlarda..
Ne desem ne söylesem bilemem.
Ancak fani dünyada tad almak tuzlu olmak manidar biraz.
Yalnız duvarlara bakmak istiyor insan tvlerden uzak..
Size bir sır vereyimmi istermisiniz?.
Eğerki bir şeyler kaybetmişseniz kabahati önce kendinizde arayın.
Sahibi olduğunuz her neyse kendinizi bir suçlamayı bilin.
Varolan hatalarınızı kabul edin.
Bu fabrikanızda olabilir vekillik belediye başkanlığı mevki makam..
Kendinizi sorgulamayı bilin.
Yanınzdaki liyakatlılara da güvenmeyin.
Sizi batırırlar siz kara kara düşünürken onlar keyfine bakarlar.
Liyakat sadakatle eşdeğerdir..
Dikkat etmek yetmez sadakat için.
Gözlem kuş cenneti için değil yüreğinin gözlemevi gibi olması.
Üstün marka saat misali çalışması çalışmış olması gerekir.
Yoksa kaybedersin..
Kazananında aynı akibete uğrayacağını sanma..
Senden ne tecrübeler edinmiştir ne tecrübeler..
Ne demiş şair sevmekmi zor kalmakmı zor diye.
Kalmak zor!.
Peki bunları ne için yazıyorum?.
Benim içinse sağlıksız olmak zor.
Kaybettinmi gelmiyor kazanamıyorsun bir türlü..
Ben yinede tatlı bir laf edeyim sizlere.
Sonbahar hatıraları gibi kara kara düşünmeyin.
Bir ilkbahar sabahında gibi uyanın yarınlara.
Kalın sağlıcakla.
TANRI TÜRKÜ KORUSUN!..