Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI

Tarih: 18.09.2025 13:19

Kudüs

Facebook Twitter Linked-in

KUDÜS:
-İLK GÖZ AĞRIMIZ, İLK SEVDAMIZ
-İLK YÖNÜMÜZ, MİRACIMIZIN EBEDİ EMANETİ…

BİZİM KADİM TOPRAKLARA ADANA TABİRİ İLE “MUKAAT” OLUNMALI/
SAHİP ÇIKILMALI…

 

 

1917'de kutsal şehir Kudüs'e at sırtında giren İngiliz general Allenby, kendisini Aslan Yürekli Rişar yerine koyup yaptığı zafer konuşmasında “bugün Haçlı seferleri zafere ulaşmıştır" demiştir…

O sırada general Allenby'nin arkasındaki ordunun büyük bir kısmını KAVMİ NECİP özellikle Ürdün’ün küçük aptal İngiliz kuklası Kral Hüseyin’in dedeleri oluşturuyordu!

KATAR hariç Arap Devletlerinin tarihten gelen huyu hep ihanet ve iki yüzlülük üzerinedir.

Uğrunda nice civanyiğit evlatlarımızı kaybettiğimiz Arap Coğrafyası halkının dünyası başka… Arap devletlerini yöneten nankörlerin dünyası başka…

Yöneticilerin tamamı ABD ve İngiltere’ye bağlıdırlar.

Bunlar yani Mahmut Abbas ve hükümeti ile BAE-Bahreyn-Ürdün  24 saat ateş yanan Erivan’daki Mezalim Anıtı’na çelenk koyan ve pul bastıranlar bu yönetimlerdir.

Hz. Mevlana Mesnevi’de der ki;
“Köpeğin önüne bir çuval ŞEKER koysan, onun gönlü yine LEŞ peşindedir.

Bize iğrenç görünen leş, çakala ŞEKERPAREDİR.!”

Çeşit İslam Devletleri toplantılarında Türk Hariciye tezine karşı  “çekimser” kalan bu  Arap Emirliklerine ve devletlerine ne kadar nasihat edilse de gönülleri ABD ve İngiltere de.

“Ve la galibe İllallah”... 
Galip olan sadece Allahtır.! Herkesin bir planı varsa Allah’ın da vardır. Kul hesabının üstünde kutlu bir hesap vardır.

Kanaatım ve görünen o ki;
Körfezdeki Arap Emirleri ve devletleri İsrail'i sakin-sakin sırıtarak ve silah kullanmayarak BEDDUA ile öldürmeye çalışıyorlar.!

Görmezmisiniz…Yahudi Katil Netanyahu/Devlet Bey’in tabiri ile CANİYAHU Arap Emirlerine der ki:
“KOLTUKLARINIZDA RAHAT 
RAHAT OTURUN VE ZULMÜ SESSİZCE SIRITARAK İZLEYİN!”

Bu Arap Emirlerin ve Arap Devlet Başkanlarının (Katar hariç) fotoğraflarını görünce aklımıza hemen rahmetli Mahsuni’nin şu sözü geliyor;

“HELE BAK ŞU AYNAYA,
YÜZÜN YÜZE BENZER Mİ,
VAY O BOYUN DEVRİLSİN,
ÖZÜN BİZE/MÜMİNE BENZER Mİ!!”

Büyük Türk dostu Pakistan’ın milli şairi Muhammed İKBAL der ki;
“MÜSLÜMANLARDAN KAÇTIM;
İSLAM’A SIĞINDIM.!”

-Dünya dönüşüyle… 
-Siyaset ve insan duruşuyla anlam kazanır…

Duruş yoksa, yok oluş kapıya dayanmış demektir.

Merhum Peyami Safa, ‘YALNIZIZ” isimli meşhur romanında şöyle seslenmişti: 
“-Biz, hepimiz sadece kendimizi düşündüğümüz için yalnızız ve 
yalnız kalacağız.”

Herşeye rağmen;
-Kudüs ilk göz ağrımız, ilk sevdamız, 
-İlk yönümüz, Miracımızın ebedi emaneti, inancımızın ezeli onurudur. 
-Kerkük’ten, Kıbrıs’tan nasıl vazgeçmiyorsak, Kudüs’ten de Gazze’den de aynı şekilde vazgeçmeyiz, Siyonist kumpaslara esir bırakmayız.

Manzaray-ı Umumiye böyle olunca akla hemen Ankara/Bahçelievler’de ki Genel Merkez’den yakınen biliriz ki…Rahmetli Başbuğumuzun yakın arkadaşı  rahmetli Erbakan Hoca’nın o manidar sözü geliyor;

“8 Milyonluk İsrail için 1,5 Milyar Müslüman EBABİL bekliyorsa; Ebabiller gelse İsrail’i değil bizleri taşlar.”

Rahmetli Mehmet Akif, Necid Çölleri’nde Mehmetçiğin kahramanlığını dile getirmek için yazdığı Çanakkale Şehitleri 
destanında İngilizin, Fransızın “medeniyet” adı altında yaptığı kahpeliğini şöyle haykırıyordu:

“Maske yırtılmasa hala bize
afetti o yüz,
Medeniyet denilen kahpe 
hakikat, yüzsüz!”

Evet maske yırtılmış, bizim batıcıların öve öve bitiremediği Batı'nın kahpe yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştı.

Hakikaten o yüz insanlık için bir yüz karasıydı. Yüzsüzdü bunlar...

Aradan bir asır geçti ancak Batı medeniyetin ABD ve AB’nin karma karışık inanç lağım çukuru olan  evangelist ve siyonistlerin Gazze'de yaptığı soykırım bize gösterdi ki bu Batı hep aynıdır.

Taa Roma'dan beri böyledir.Hiç değişmez ne yazık ki!

20.Asır'da…Balkan felaketi, 1.Cihan Harbi, İstiklal Harbini ve Bosna-Hersek’deki katliamlarını yaşayan herkes Batının vahşi yüzünü görmüştü.

Ancak rahmetli Atatürk sonrası öyle bir kültür emperyalizmine maruz kaldık ki hepsini unuttuk. “Aydınlanma” adı altında Batı bizim için tek nazenin sevgili oldu.

Herşey ordaydı. Insan hakları, demokrasi, hukuk, eğitim, zenginlik ve'l-hasıl insanı değer adına ne varsa oradan almalıydık.

Ancak bugün Batı'ın bu konularda ne kadar sahtekar, ikiyüzlü olduğunu Gazze'de yapılan katliamlardan öğrendik.

Bu soykırım bize öğretti ki;
İNSANLIK ADINA NE VARSA
KORKAK ARAP KRALLARI, MAHMUT ABBAS VE BATI AYAKLAR ALTINA ALDI.

Aksakallılarımızın dediği gibi;
“Koyunun çıkardığı toz kurdun gözünden kaçmaz.”

Bizim de hiçbir sinsi hesap gözümüzden kaçmamış kaçmayacaktır!

Mahmut Abbas’a ve yakın arkadaşlarına, yöneticilerine Hz. Mevlana ile cevap vermek istersek;

"Sizde Ali gibi yürek ve bilek olmadıktan sonra, elinizde Zülfikâr varmış neye yarar?!

Nuh gibi kaptan olmadıktan sonra gemin varmış neye yarar?!  İnsanlığın, yüreğin ve yiğitliğin varsa koy ortaya.!

İşte tahtadan kılıcı Zülfikâr yapan budur"

CUMHUR İTTİFAKI’NIN BAŞINDA OLAN CUMHURBAŞKANIMIZ KÜRSÜDE;

“-İSRAİL’İN BUNDAN SONRA Kİ HEDEFİ VATANIMIZ” DİYOR…

ANCAK BAZILARIMIZ…HALA HARİCİYE NAZIRI ASIM BEY GİBİ DÜŞÜNÜYOR:

“BALKANLARDAN İMANIM GİBİ
EMİNİM”….HADİ BUYUR!!

Hariciye Nazırı ASIM BEY’E sorarlar; "Balkanlar'da kötü şeyler olacak deniliyor. Nedir durum?"

Hariciye Nazırı Asım Bey, tarihe geçen o meşhur cevabını verir: 
“BALKANLAR’DAN İMANIM KADAR  EMİNİM.”

…Ve bu talihsiz  sözden sonra kısa bir süre içinde Balkanlar tümüyle kaybedildi.

Balkan Savaşı'nda Osmanlı ordularının arka arkaya mağlup olmasında ordunun içine siyasetin girmesinin ve bu yüzden komutanlar arasında yaşanan siyasî çatışma ve anlaşmazlıkların büyük rolü vardı.

Haçlı ruhlu Avrupalılar, Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine, Osmanlı Devleti'nin yenileceğine ihtimal vermedikleri için, savaşın sonucu ne olursa olsun statükonun değişmeyeceğini ve kazanılan toprakların iade edileceğini ilân ettiler.

Ancak Osmanlı Devleti mağlup olunca bu sözlerini unutacaklardı. Osmanlı Devleti, İtalya'yla anlaşarak Trablusgarp'tan dolayı başlayan savaşı bitirdi.

Hükümet, Balkan Savaşı çıkarsa bu durum dünya savaşına neden olur, bu yüzden de büyük devletler bir Balkan Savaşı'na izin vermez diye düşünmüştü.

Bu yüzden de Anadolu'dan Balkanlar'a yapılacak asker sevkiyatı ve ikmali gecikmişti.

Bugün halen Balkan Coğrafyasında yaklaşık 2 milyon soydaşımız bulunuyor.

Balkan Türkleri, sadece “zor günlerde” Türkiye’yi hatırlamaz, fiziki olarak Türkiye sınırları dışında olsalarda ruhen yaşamlarını Türkiyeyi düşünerek  ve İstanbul-Bursa sohbetleriyle idame ettirirler.

Manastır-Üsküp-Köstence-Gümüşcine-Prizyen-Kırcaali-Mostar-Ohri  vb gibi bir çırpıda sayacağımız onlarca şehirlerde yaşayan soydaşlarımızın sofralarına oturmak bu gerçeği gözlemlemek için yeterlidir.

Can Balkan Coğrafyası... 
Evlad-ı Fatihan... Sana nasıl kıydılar.! Hain-kansız-soysuz “devşirme paşalar” başta Selanik olmak  üzre birkaç gün içinde seni elin gavuruna nasıl teslim ettiler.!

Balkanlar denilince bir Aziz Türk Milletinin bir evladı olarak ciğerim her daim kavrulur.

Tarih Öğretmeni olarak muradımız;

Bu gibi durumların sebep ve sonuçlarını çok iyi muhasebe edilip Türk gencine ve nesillere çok iyi anlatmak gerekir.

Elbette Tarih aynı zamanda ders almak içindir. Hasan Tahsin/ Asım Bey/Damat Ferit Paşalar/Hüsnüyadis gibileri her zaman olacaktır.

İşte onları iyi tanıyıp Devletin kritik noktalarına getirmemek gerekir…Çünkü bir bölge değil “BALKAN” İSİMLİ VATAN KAYBEDİLİYOR!

Gaflet ve dalalet  içindeki devlet adamları “devletin beka sorunu yok” diye diye devletin sınırları 1699 Karlofça Antlaşmasından 1921’de Sakarya Nehrine kadar çekilmiş, küçücük bir Anadolu’ya sıkışıp kalmışız.!

DÜN…Haçlı Dünyası için Balkanlar ve ötesi Anadolu idi…

BUGÜN DE…Lübnan, Suriye ve ötesi yine Anadolu mu?!

HİÇÇÇ ŞÜPHENİZ OLMASIN!

BATI…Malazgirt’ten beri uyumuyor! Çünkü Anadolu ve İstanbul’u asla unutmuyor! (1071-1453)

KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOKKK SULAR AKTI! ARTIK ANADOLU TÜRK’E DAR GELİYOR!

Büyük milletlerin hayatı, büyük denizlere benzer. Türk Milleti bir okyanustur. Medleri ve Cezirleri vardır.

Anadolu topraklarında yaşayan Batı Türklüğünün Med’di yani yükselmesi Sakarya’dan başladı, Viyana’ya, Yemen’e, Cezayir’e, Don-Volga’ya dayanmıştı.

Cezir yani geri çekilme yine Sakarya’da bitti. Şimdi Med halindeyiz. Sakarya’dan çıktık. İzmir’e, Edirne’ye, Hatay’a vardık.

Misak-ı Milli sınırları dışında kalanları bu aziz millet ergeç milli sınırları içerisine alacaktır. Bu arzumuz uzak değildir.! Çünkü birinci Med için Yahya KEMAL 
der ki;

“Gelmiştik bir zaman Sarı Saltuk’la Asya’dan,

Bir bir Diyâr-ı Rûm’a dağıldık Sakarya’dan.”

İkinci Med için Necip Fazıl KISAKÜREK şöyle der;

“Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya.!”

Sakarya’dan başlayan Med, Türk’ün şanlı yürüşü ile devam edecektir..

“RABBİM İSTERSE SULAR BÜKLÜM BÜKLÜM BURULUR,

SIRTINA SAKARYANIN TÜRK TARİHİ VURULUR.!”

Meram Bağları’ndan;
SEVGİ ve MUHABBETLE

18 Eylül 2025

Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —