Kayıhan Osmanoğlu, “Dünyada bin yıllık tarihi silinen ve o günü bayram olarak kutlayan başka bir millet yoktur” diyerek Cumhuriyet’in ilanını hedef aldı.
Bunun neresinden bakarsak düzelteceğimiz bir yanı yok.
Bir kere Osmanlı 1923'te yıkılmadı, Birinci Dünya Savaşından sonra yıkıldı ve işgal edildi.
1923'te yıkılan Devletimizin küllerinden yeni bir devlet kuruldu .
Tıpkı Selçuklu yıkılınca yerine Osmanlı'nın kurulması gibi.
Şimdi bu "şehzade" ye biri dese ki, "Osman Bey neden kurulan devletin adını Selçuklu olarak devam ettirip, Selçuklu ailesine görevi geri vermedi" ne der acaba ?
Neyse bu tür saçmalıklarla uğraşıp tarihimizi cehaletin hırslarına kurban etmek istemem ama yine de bu kafalara bir şey söyleyeyim; Türkiye Türk'ün son resmi devletidir.
Tarihteki Türk Devletlerinin devamıdır, dolayısıyla Osmanlı'nın varisi Türkiye Cumhuriyetinin ta kendisidir.
Nasılsın ki, Osmanlı döneminde Selçuklu ailesinden kimse kalkıp "Devlet bizimdir, siz gasp ettiniz" demedi Osman Beye bu kafanın da gen olarak geldiği ecdadına ihanet etmeden Türkiye cumhuriyetine bir fert olarak hizmet etmesi lazım.
Bu vesile ile bir kez daha vurgulayalım;
Türkiye Cumhuriyeti, “tarihi silen” değil; Türk devletinin yeniden devamını tarihe altın harflerle yazdıran devlettir .
Cumhuriyet denilmesi milletin yüzyılı iyi okuması ve milletin kendi kaderini tayin ettiği rejimi benimsediği gündür.
Kayıhan Osmanoğlu’nun sözleri, 29 Ekim gibi bir günde Cumhuriyet’e dil uzatmanın ötesinde, halk iradesine açık bir hakarettir.
Düşünebiliyor musunuz, eğer tarih geriye dönseydi, bu zat padişah olacaktı ve bu dünya düzeninde devleti korumaya çalışacaktı.
Oysa bilmiyor ki, Osmanlı'nın son 100 yılında Cumhuriyete geçmek için çabalandığı yıldı.
Yani Cumhuriyeti bir gece karar alınıp sabah geçilen bir yönetim biçimi olmadı bu coğrafyada ...
Bunun için en az 100 yıl Osmanlı'nın aydınları, devlet adamları ve hatta bazı şehzadeleri, padişahları halk iradesine geçmek için çok bedeller ödemişlerdir.
İşte Türk milletinin çağı okuma ve çağa ayak uydurma mücadelesinin sonu Mustafa Kemal 'e nasip olmuştur ve dünyada halk iradesinden daha iyi rejim ortaya çıkıncaya kadar bu Cumhuriyet devam edecektir .
Hem de tarihte kurulmuş bütün devletlerine vefa borcu ile ,onların kurduğu medeniyetlere saygı ve sevgi ile ,onlara layık olma çabası ile yoluna devam edecektir .
Bu arada; Kayıhan, Türkçe kökenli olup, “Kayı boyunun hakanı, büyük lider” anlamlarını taşıyan bir erkek ismidir.
Bu isme layık olmak beyefendinin namus borcudur .
Bu borcu ise ancak ve ancak halk iradesine saygı ile koruyabilir.
Biz ne Osmanlı'yı yok sayan Cumhuriyetciyiz, ne de Cumhuriyeti yok sayan Osmanlıcıyız....
Bu iki cehalet arasında tarihimizi, ecdadımızı size kurban etmeyeceğiz.
Vesselam
Saygılarımla…
Selçuk Düzgün