Değer mi, sayılı günlerle sınırlı bir ömrü kalp kırarak tüketmeye?
Bir bakmışsın dün dediğin, bugün olmuş; bugün dediğin, yarın hatıra kalmış. İnsan, fani ömründe neye emek verirse, ardında da onu bırakır. Kimisi sevgiyi, kimisi kırgınlığı, kimisi ise dua ile anılır.
Hayatın asıl güzelliği, gönlü güzel insan olabilmekte gizlidir. Akıllı olmak, her şeyi bilmek değildir; gönlü incitmeden yaşamak, her insana saygı duymaktır. Çünkü her gönül, Allah’ın bir sırrıdır. O gönlü kırmak, o sırrı incitmektir.
Kalpten yaşanan bir sevgi, muhabbetle yoğrulan bir dostluk, kulun Allah’a en yakın olduğu hâllerdendir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur. O yüzden gönül almak, sadece bir insanı mutlu etmek değil, bir sünneti yaşatmaktır.
Kur’an bize sadece okumayı değil, anlamayı ve yaşatmayı da öğretir. Ayetlerin ışığında gönül almayı, affetmeyi, sevgiyle yaklaşmayı öğreniriz. Çünkü sayılı günlerimizde, bize kalan ne maldır ne makam… Kalan, bir dua, bir tebessüm, bir de güzel hatıradır.
Gelin, kalp kırmak yerine gönül yapalım.
Kırgınlık yerine muhabbet ekelim.
Hayat kısa, yol ince; Rabbimizin rızasıyla yürüyelim.
Sevgiyle, saygıyla, kul olmanın onuruyla yaşamak dileğiyle…
Selam ve dua ile.
Şakir DENİZ