Türkiye'de bir "sol" ve bu solun sanatçı takımı var…
Bunlar özgürlük, eşitlikten sürekli dem vururlar…
Taa ki eleştiriler kendilerine yönelene kadar...
Onları eleştirdiğiniz anda ya faşist, ya gerici, ya yobaz olursunuz....
Bunlar halkçı görünüp çobanın oyu ile kendi oyları arasındaki farkı anlatmaya çalışan entel kompleksli karanlık yüreklerdir...
Ne yazık ki Tanzimatdan bu yana sanat camiası bunların elindedir....
Bunlar siyasette de o kadar etkilidirler ki, bir partinin genel başkanını dahi oynadıkları rollerle etkilerler....
Yine bunlar sanatı o kadar tekeli altına almışlardır ki, onlardan olmayanlar bile sektörde tutunabilmek için her şeylerini onların istekleri doğrultusunda yaparlar...
Bu sektörde çeteleşme öyle derindir ki, bu durumu değil değiştirmek etkilemek bile zordur...
Sanat ve sanatçılar elbette aydınlanmak için, çağı okumak için önemlidir...
Onlardan alınan ilham ve cesaret toplumsal kalkınma için çok önemlidir..
Ama maalesef bizdeki tekelleşmiş sanat ve sanatçıların kendilerine yükleddikleri misyon; ülkenin milli ve manevi olan her şeyine baş kaldır, saldırı şeklindedir...
Bu durumumuza sebep olan sosyolojik gerçekleri çok sayabilirim ama bence bu durumun ana sebebi sanatı bir günah gibi Anadolu gençlerine yükleyen İngiliz uzantılı tarikat ve cemaat propagandalı "yobaz, hurefe" din anlayışıdır.
Güzel sanatlar fakültesine gitmek isteyen çocuğuna "ahlaksız mı olacaksın" diyen sözüm ona muhafazakar anlayışın şimdi kalkıp ihanet sürecine dahi girebilen sanatçı tayfasına kızma hakkı yoktur.
Senin olmayan, senden olmayan bir yapının senin gibi düşünmesini beklemen boş bir hayaldir.
...
İşte Tamer Bey olayına yukarıdaki kronik sanat problemimiz açısından bakmalıyız.
Bu kronik yapının iktidarla kimyasal yapıları uyuşmayınca Taner Bey arada linç ediliyor.
Bu yapıyı bir zamanlar tiyatro ile ilgilenen ve Atsız şiiri okuduğu için sanatına bakmadan aforoz edilen biri olarak biliyorum.
Oysa onlara sorarsanız "Sanat sanat içindir" felsefesini savunuyoruz derler.
Sözün kısası sanatımız üzerindeki bu kriptolu ve kronik yapı bence bir kültür güvenlik sorunudur ve sanatçıyı içeri almakla değil çocuklarımızı milli bir ruh anlayışı ile sanata yonlendirmekle bu sorunu çöze biliriz.
Selçuk Düzgün
#TamerKaradağlı
#DevletTiyatroları
#kültürBakanlığı