2015 yılında Cumhuriyetçi Parti’den başkanlık adaylığını açıklayan Donald Trump MAGA (Make America Great Again) sloganı ile 2016 seçimlerini kazanarak ABD Başkanı oldu. Başkanlık dönemi (2017–2021) boyunca ekonomi, göç, dış politika ve ulusal güvenlik odaklı politikalar uyguladı.
2020 seçimlerini Joe Biden’a kaybetti ancak MAGA hareketi üzerinden ABD siyasetinde etkili olmaya devam etti. 5 Kasım 2024 yılında Trump yeniden ABD Başkanı olarak seçildi.
ABD Başkanının kendi girdiği seçimlerde kullandığı ve halen geçerli olan bu MAGA politikalarını dört başlıkta ele alabiliriz.
1. Köken ve Slogan
“Make America Great Again” (Amerika’yı Yeniden Büyük Yap) sloganı, 2016 başkanlık kampanyasında Trump tarafından kullanıldı.
Slogan, ABD’nin ekonomik ve küresel gücünün azaldığı algısına karşılık “eski güçlü günlere dönüş” mesajını veriyordu.
2. Temel Politik Vurgular
Ekonomi ve İşsizlik: ABD’ye yatırım ve üretim getirilmesi; iş kaybı yaşayan Amerikan işçisine öncelik
Göç ve Sınırlar: Sıkı göç politikaları ve sınır güvenliği
Ulusalcı/Milliyetçi Politikalar: ABD çıkarlarının her zaman öncelikli olması, uluslararası anlaşmalarda sert duruş
“Amerika Önce” Politikası: Ticaretten askeri politikalara kadar ABD’nin ulusal çıkarını ön planda tutmak
3. Sosyal ve Kültürel Etki
Trump’ın destekçileri arasında güçlü bir popülist hareket oluştu.
Kırsal kesim, işçi sınıfı ve muhafazakar seçmen arasında özellikle etkili oldu.
Hareket, medyada ve sosyal medyada aktif bir taban yarattı; “Trump yanlısı kimlik” ve toplumsal kutuplaşmayı pekiştirdi.
4. Siyasi Sonuçlar
Trump, 2016 seçimlerini kazanarak ABD Başkanı oldu.
2020 seçimlerinde kaybetmesine rağmen, MAGA hareketi Cumhuriyetçi Parti içinde etkisini sürdürdü.
Trump sonrası MAGA, parti içindeki “popülist/milliyetçi kanadın” sembolü haline geldi.
2024 yılında Trump’ı yeniden başkan seçtirdi.
ABD, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi satın almasını gerekçe göstererek 2019’da Türkiye’yi F-35 programından çıkardı.
ABD Kongresi ve yönetimi, Türkiye’ye CAATSA yaptırımları (ABD’nin düşman ülkelere yaptırımlar yasası) uyguladı.
ABD, Suriye’de YPG/PKK ile işbirliği yaptı; bu durum Türkiye’nin güvenlik kaygılarına yol açtı2019’da ABD’nin Suriye’den kısmi çekilme kararı, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtını başlatmasına yol açtı.
Trump, operasyon öncesi Türkiye’ye doğrudan “askeri harekâta giriş” uyarısı yapmış ancak genel olarak Türkiye’ye karşı doğrudan askeri müdahalede bulunmamıştır.
ABD-Türkiye ilişkilerinde gümrük tarifeleri ve ekonomik yaptırımlar dönemi yaşandı.
Trump yönetimi döneminde diplomatik görüşmeler sık, fakat inişli çıkışlıydı; ilişkiler özellikle S-400 ve Rahip Brunson krizi döneminde gerildi.
2018 Rahip Andrew Brunson Krizi: ABD, Rahip Brunson’un tutuklanması sonrası Türkiye’ye yaptırım uyguladı; Türkiye ekonomisi üzerinde baskı oluşturdu.
S-400 ve F-35 Krizi: Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alması, savunma işbirliğini doğrudan etkiledi ve yaptırımların uygulanmasına neden oldu.
Trump yönetimi, “Amerika Önce” (America First) doktrini doğrultusunda Türkiye’yi stratejik bir ortak olarak gördü ancak çıkar çatışmaları durumunda yaptırım ve baskı seçeneklerini kullanmaktan çekinmedi.
Türkiye-ABD ilişkileri, askeri ve ekonomik konularda inişli çıkışlı, pragmatik bir dengede yürütüldü.
ABD’nin 2025 yılında yeni hazırladığı ve yayınladığı stratejik belgeyi bir de bu bilgiler üzerinden analitik irdeleyin.