İnsanoğlu bir uzlaşmazlık vuku bulduğunda kendi çıkarlarını korumak adına ilk önce yumruk yumruğa yakın mesafeden kavga etti. Sonrasında da can güvenliğini sağlamak için düşmanını kendinden uzak tutarak dövüşmenin yollarını aradı.
Önce kılıcı, mızrağı, ok ve yayı, mancınığı icat ederek hasmı ile kendi bedeni arasına mesafe koymak istedi. Bu yetmedi sonrasında top, tüfek, tank gibi ateşli silahlara sarıldı. Düşmanla ne kadar uzaktan harp edilirse o kadar güvende olacaktı. İnsanoğlu da buna yönelik harp teknolojisi geliştirme kafasında oldu hep.
Eskiden savaşlar genel olarak iki ordunun cenk meydanında kapışmasından ibaretti. İki taraf da eli silah tutanları bir ovaya, bir dağın yamacına, bir geçite toplar ve o araneda amansız mücadeleler verilir ve kaybeden kazanana boyun eğerdi. Eli silah tutmayan sivil halk genellikle savaşın bir parçası olmazdı.
Şimdi ise genel ilke savaşın daha da uzaktan icra edilmesi ve aynı zamanda da savaşın daha geniş alanlara yayılması üzerine. Artık ordular küçük bir alanda kozlarını paylaşmıyor. Yakın muharebe ise yavaş yavaş tarihe karışıyor.
İran ve İsrail arasındaki kısa süreli savaşa baktığımızda piyadelerin birbirini görmediğine tanıklık ettik. Devir uzaktan harp devri. Füzeler ve insansız savaş araçları başroldeler. Cephe hatları ancak uzaktan bombalarla yumuşatıldıktan sonra asker postalları ayak basıyor işgal edilen topraklara.
Hem bu yeni savaşta tek hedef üniformalılar değil. Sivil halk da hedeflerin içinde. Düşman devletlerin halk desteğini yitirmesi için elektrik santralleri, ulaşım ağları, havalimanları, limanlar, şehir alt ve üst yapıları ve önemli tesisler vuruluyor. Böylelikle yaşam koşulları çok aşağılara çekilerek halkın pes etmesi ve devletlerin diz çökmesi sağlanmaya çalışılıyor. Bu noktada da sivil kayıplar hiç mi hiç önemsenmiyor.
Binlerce kilometre uzaktan basılan bir düğmenin, uzaktan kumanda edilen savaş aletlerinin başrolde olduğu ve hedefin sadece güvenlik güçleri olmadığı bir savaş konsepti dünya pazarında tedavülde artık. Bu savaş konseptine hızlı ayak uyduran ve bu savaş teknolojisine yön veren ülkeler hem bir saldırının kurbanı olmaz hem de olur da bir saldırıya uğrasa bile o savaşın kaybedeni olmaz.
Tarihi akış içerisinde yakın savaştan uzak savaşa doğru evrilen harp eskiye nazaran daha da vahşileşti. Ömrümüz daha hangi savaş aletlerinin sahada kullanıldığını görür bilemem ama her yeni savaşın öncekilere göre daha da acımasız olacağı bir gerçek.